HASTALIKLAR
10.
DİSSOSİYATİF
BOZUKLUKLAR
DİSSOSİYATİF KİMLİK BOZUKLUĞU
Genellikle çoğul kişilik bozukluğu adıyla da bilinen
dissosiyatif kimlik bozukluğu DSM-IV’ teki adıdır. Dissosiyatif kimlik
bozukluğu kronik dissosiyatif bozukluktur ve hemen hemen değişmez bir
şekilde travmatik bir olaya, genellikle çocukluk dönemi fiziksel veya
cinsel kötüye kullanımına bağlıdır. Dissosiyatif kimlik bozukluğu olan
kişiler iki veya daha fazla farklı kişiliğe sahiptir ve her birinin
tutum ve davranışları dominant kişilik tarafından belirlenir.
İyi kontrollü araştırmalar, genel psikiyatrik hastane
girişlerinin %0,5-2’sinin dissosiyatif kimlik bozukluğu tanı ölçütlerini
karşıladığını ve hatta tüm psikiyatrik hastaların %5’ inden çoğunun
dissosiyatif kimlik bozukluğu olduğunu bildirmişlerdir. Rapor edilen
örneklerin %90-100’de dissosiyatif kimlik bozukluğu tanısı konan
hastaların çoğunluğu kadındır.
Hastalar genellikle tanıdan 5-10 yıl öncesine kadar
semptomlara sahip olmasına rağmen, ortalama tanı yaşı 30 olmakla
birlikte, bozukluk geç ergenlik ve genç erişkin yaşamda en sıktır.
Dissosiyatif kimlik bozukluğu semptomları sınır kişilik bozukluğunda
görülene benzerdir ve iki bozukluk arasında ayrım zor olabilir.
Dissosiyatif kimlik bozukluğu olan hastalarda özkıyım
girişimleri yaygındır ve bazı araştırmalar dissosiyatif kimlik bozukluğu
olan tüm hastaların 2/3 kadarının hastalıklarının seyri sırasında
özkıyıma giriştiklerini bildirmişlerdir.
Dissosiyatif kimlik bozukluğunun nedeni, hastaların
öykülerinde hemen hemen sabit olarak (%100’ e yaklaşan oranda),
özellikle çocukluk döneminde, travmatik bir olay olmasına karşın
bilinmiyor. Travmatik olay genellikle çocukluk dönemi fiziksel veya
cinsel kötüye kullanım genellikle insestdir.
Dissosiyatif kimlik bozukluğu tanısı en az iki farklı
kişilik durumunun olmasını gerektirir.
Dissosiyatif kimlik bozukluğundaki ortalama kişilik
sayısı 5–10 arasındadır. Sıklıkla, tanıda sadece 2 veya 3 kişilik
bulunur; diğerleri tedavi sırasında tanınır.
Bir kişilikten diğerine geçiş genellikle ani ve
dramatiktir. Hasta genellikle, her bir kişiliği süresince diğer
kişiliğin baskınlığı sırasında yer alan olaylara ve diğer kişiliklerin
varlığına amneziktir.
Genellikle sunulan kişilik tedavi için bulunan ve
hastanın yasal adını taşıyan kişiliktir.
Kişilikler her iki cinsten, çeşitli ırk ve yaşlardan ve
hastanın ailesinden farklı soydan ailelerden olabilir. En sık ikincil
kişilik çocuksudur.
Dissosiyatif kimlik bozukluğu, 3 yaş gibi küçük
çocuklarda gelişebilir. Bozuklukta kadın üstünlüğü olmasına karşın
etkilenen çocuklarda, kızlara göre erkek çocuklarda daha çoktur.
Ergenlerde dişi üstünlüğü oluşur. Etkilenen dişi ergenlerde iki semptom
örüntüsü gözlenmektedir. Bir semptom örüntüsü gelişigüzel kaotik bir
yaşam, drog kullanımı, somatik semptomlar ve özkıyım şeklindedir. İkinci
örüntü çekingen ve çocuksu davranışlarla belirlenir.
Dissosiyatif kimlik bozukluğunun daha erken başlaması
prognozunu kötüleştirir. Bu bozukluk, dissosiyatif bozuklukların en
ciddisi ve kroniğidir ve genellikle iyileşme tam değildir. Ayrıca
bireysel olarak kişiliklerin kendi ayrı mental bozuklukları olabilir;
duygudurum bozuklukları, kişilik bozuklukları ve diğer dissosiyatif
bozukluklar en sıktır.
Dissosiyatif kimlik bozukluğuna en etkili yaklaşımlar
genellikle hipnoterapi veya ilaç destekli görüşme teknikleri eşliğinde
içgörü yönelimli psikoterapidir.
Hastalarda antipsikotik ilaçların kullanımı hemen hemen
endike değildir.
|