HASTALIKLAR
13.
UYKU VE UYKU
BOZUKLUKLARI
UYKU
Uyku düzenli, tekrarlayan ve kolayca geri dönebilen
bir durumdur. Uyku düzensizlikleri gelişmekte olan bir mental
hastalığın sıklıkla erken bir semptomu olmaktadır.
Uyku iki fizyolojik durumdan oluşmaktadır; hızlı göz
hareketlerinin olmadığı (NREM) uyku ve hızlı göz hareketleri (REM)
uykusu. NREM uykusu evre 1’den evre 4’e kadar olan dönemlerden
oluşmaktadır. REM uykusu, uyanıklıktakine benzer, yüksek beyin ve
fizyolojik etkinliğin görüldüğü ve kontitatif olarak farklı bir uyku
dönemidir. Normal bireylerde NREM uykusu uyanıklıkla
karşılaştırıldığında sakin bir dönemdir.
Evre 3 ve 4 uyanıklığındaki dezorganizasyon enürezis,
somnanbulizm, evre 4 kâbusları veya gece terörü gibi özgül sorunlara
yol açabilir.
Genelde tüm REM periyotları kısmi ya da tam penil
ereksiyonla birliktedir. Bu bulgu empotans nedenlerini
değerlendirmede anlamlı klinik değer taşır.
REM uykusunun en ayırt edici özelliği rüyalardır. REM
uykusundaki rüyalar tipik olarak soyut ve gerçek dışıdır. NREM’de de
rüyalar oluşmaktadır, fakat tipik olarak net ve amaca yöneliktir.
Uykunun döngüsel yapısı düzenli ve güvenilirdir; gece
boyunca REM periyotları her 90–100 dk. da bir oluşur.
Uyku paternleri yaşam boyunca değişim gösterir. Yeni
doğanlar kısa uyanıklık dönemleri ile günde 16 saat uyurlar.
Genç erişkinlerde uyku evreleri dağılımı aşağıdaki
gibidir;
NREM (%75)
Evre I : %5
Evre II : %45
Evre III : %12
Evre IV : %13
REM (%25)
Yaygın olan görüş tek bir temel uyku kontrol merkezi
olmadığı yönündedir, fakat beyin sapında yerleşmiş birbiri ile
bağlantılı sistem veya merkezler birbirlerini uyarma ya da inhibe
etmektedirler.
Birçok çalışma uyku regülâsyonunda serotonin rolünü
desteklemektedir. Beyin asetilkolini de, özellikle REM uykusu
oluşturulmasında rol oynar.
Bulgular dopaminin uyarıcı etkisi olduğunu
göstermektedir. Uykunun işlevleri çeşitli yollarla incelenmiştir;
Çoğu araştırıcı uykunun onarıcı homeostatik işlevi ile normal
termoregülasyon ve enerji korunmasını sağlayıcı etkilerinde
birleşmektedir.
Uzamış uyku yoksunluğu periyotları bazen benlik
dezorganizasyonuna, varsanı ve sanrılara götürebilir.
Bazı bireylerin kısa uyku süreleri vardır ve uygun
işlevsellik için her gece altı saatin altında uyku ihtiyacı
gösterirler. Uzun uyku süresi olanlar, uygun işlevsellik için her
gece dokuz saatten fazla uykuya ihtiyaç duyarlar. Kısa uykucular
genellikle etkin, hırslı, sosyal ve hallerinden memnundurlar. Uzun
uykucular hafif depresif, anksiyeteli ve sosyal olarak
çekingendirler.
Çevresel ipuçları olmadan doğal beden saati 25
saatlik bir döngü oluşturur. 24 saatlik dönemde erişkinler bir kez
ve bazen de iki kez uyurlar. Bu ritim doğrudan mevcut değildir ve
fakat yaşamın ilk iki yılında gelişir. Gece çalışan bireylerde
çeşitli ritimlerdeki bozulma sorunlar yaratabilir. En iyi bilinen
örneği, doğudan batıya uçuşlarda bireyin vücudun faz dışındaki bir
dönemde uyumaya zorlaması ile belirli Jet Lag’dır.
|