HASTALIKLAR
16.
KİŞİLİK BOZUKLUKLARI
BORDERLİNE KİŞİLİK BOZUKLUĞU
Borderline kişilik bozukluğu olan hastalar nöroz ve
psikoz arasındaki sınırdadır ve sıra dışı stabil olmayan afekt,
mizaç, davranış, obje ilişkileri ve benlik imajı ile özellik
gösterir.
Bozukluk; ambulatuar şizofreni, güya kişilik (Helene
Deutsch tarafından konulmuş bir terimdir), psödonörotik şizofreni (
Paul Hoch ve Philip Politan tarafından tanımlanmıştır) ve psikotik
karakter ( John Frosch tarafından tanımlanmıştır) olarak
adlandırılır. ICD-10’ da emosyonel stabil olmayan kişilik bozukluğu
olarak adlandırılmıştır.
Kesin yaygınlık çalışmaları bulunmamaktadır, ancak
borderline kişilik bozukluğunun toplumun %1–2 kadarında bulunduğu
düşünülmektedir ve kadınlarda erkeklerden 2 kat daha yaygındır.
Borderline kişilik bozukluğu olan hastalar hemen
hemen daima kriz durumunda görülür. Duygulanım dalgalanmaları yaygın
olarak görülür.
Hastalar kısa dönem psikotik epizodlar (mikropsikotik
epizod olarak adlandırılır) nadiren tam bir patlama gösteren
psikotik kopmalar geçirebilir ve borderline kişilik bozukluğu
hastaların psikotik semptomları hemen hemen daima sınırlı, çabuk
geçen veya şüpheli durumlardır. Yaşamlarının kederli doğası,
tekrarlayıcı kendine zarar verici davranışlara yansır.
Hem bağımlılık, hem de düşmanlık hissettikleri için
borderline kişilik bozukluğu olan hastalar düzensiz kişilerarası
ilişkilere sahiptirler. Borderline kişilik bozukluğu olan hastalar
yalnız kalmayı tolere edemezler, ilişkilerinde çılgınlık
arayışlarını tercih ederler, yanında kalanlar için ne kadar mutsuz
olduklarının onlar için önemi yoktur. Yalnızlığını azaltmada, sadece
kısa dönemler içinse, yabancı biriyle arkadaşlığı kabul eder veya
rastgele cinsel ilişki kurar.
Otto Kernberg borderline kişilik bozukluğu olan
hastalarda projektif identifikkasyon denen savunma mekanizmasını
tanımlamıştır.
Genelde, borderline kişilik bozukluğu olan hasta,
kronik boşluk duygusu, impulsivite, kısa yaşanan psikotik epizotlar,
manüplatif intihar girişimi ve yakın ilişkilerinde talepkar bağlılık
gösteririler.
Bozukluk zamanla ufak değişiklikler olsada tam olarak
stabildir. Uzun süreli çalışmalar şizofreniye doğru bir progresyon
göstermediği yöndedir, ancak hastalar yüksek sıklıkla majör depresif
bozukluk epizodlarına sahiptir.
Borderline kişilik bozukluğu olan hastaların
psikoterapisi yoğun araştırma isteyen bir alandır ve seçilecek
tedavidir. Psikoterapi terapist kadar hasta içinde zordur.
Borderline kişilik bozukluğu olan hastalar, hem
bireysel hem de grup temelinde yoğun psikoterapi uygulanan hastane
ortamında sıklıkla iyi olurlar.
Aşırı impulsif, kendine zarar verici veya kendini
sakat bırakan borderline kişilik bozukluğu olan hasta, hastanenin
koruyucu ortamında güven altına alınabilir. İdeal şartlar altında,
düzelme gösterene kadar hastanede kalırlar, bu süre bazı vakalarda
bir yıldan fazla olabilir.
|