HASTALIKLAR
7.
ANKSİYETE BOZUKLUKLARI
YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU
Yaygın anksiyete bozukluğu, DSM-IV’ te
sosyal ya da mesleki işlevlerde önemli bozulmaya ya da hastada
belirgin strese neden olan, çeşitli somatik belirtilerin eşlik
ettiği aşırı ve yaygın endişe hali olarak tanımlanmıştır.
Yaygın anksiyete bozukluğunun bir yıllık
yaygınlığı için akla uygun tahminler %3 ile %8 arasında
değişmektedir.
Kadın/erkek oranı ortalama 2/1’dir;
ancak hastanede tedavi gören hastalarda bu oran 1/1 dolayındadır.
Hastalar genellikle klinisyenle 20’li yaşlarda karşılaşırlar. Yaygın
anksiyete bozukluğu olan hastaların sadece üçte biri psikiyatrik
tedavi için başvurmaktadır. Birçok hasta genel pratisyenlere,
dâhiliyecilere, kardiyologlara, göğüs hastalıkları hekimlerine veya
gastroenterologlara başvurarak, bozukluğun somatik komponenti için
tedavi aramaktadırlar.
Çoğu mental bozukluk gibi, yaygın
anksiyete bozukluğunun nedeni bilinmemektedir. Yaygın anksiyete
bozukluğunun birincil belirtileri anksiyete, motor gerginlik,
otonomik hiperaktivite ve bilişsel uyanıklık halidir.
Yaygın anksiyete bozukluğu hayat boyu
devam edebilen kronik bir durumdur. Hastaların %25 kadar yüksek bir
yüzdesi sonuçta panik bozukluk yaşarlar. Hastaların en yüksek bir
yüzdesi majör depresif bozukluk geçirme eğilimindedir.
Yaygın anksiyete bozukluğu olan
hastaların belki de en etkili tedavisi psikoterapotik,
farmakoterapotik ve destekleyici yaklaşımların kombinasyonudur.
Yaygın anksiyete bozukluğunun ilaç
tedavisi bazen 6 ile 12 aylık tedavi olarak sürdürülmesine rağmen,
bazı kanıtlar tedavinin uzun süreli, belki de yaşam boyu devam
etmesi gerektiğini göstermektedir. Tedavinin bırakılmasından sonraki
bir ay içerisinde hastaların %25’ in de yineleme olurken, ertesi yıl
boyunca %60–80 oranında yineleme ortaya çıkar.
|