HASTALIKLAR
8.
SOMATOFORM
BOZUKLUKLAR
KONVERSİYON BOZUKLUĞU
DSM-IV konversiyon bozukluğunu bilinen bir nörolojik veya
tıbbi hastalıklarla açıklanamayan bir veya daha fazla nörolojik
semptomun (örn. paralizi, körlük, parastziler) bir arada olması ile
karakterize bir bozukluk olarak tanımlanır. Ek olarak, tanı için
semptomların başlangıcı veya alevlenmesi psikolojik etkenlerle ilişkili
olmalıdır.
Konversiyon bozukluğun yıllık insidansı 100.000’de 22
olarak bildirilmiştir.
Erişkin hastalarda kadın erkek oranı en az 2’ye 1, en
fazla 5’e 1’dir. Çocuklarda bile üstünlük kızlardadır.
Konversiyon bozukluğu olan erkekler sıklıkla mesleki ve
askeri kazalar geçirmişlerdir. Konversiyon bozukluğu çocukluktan ileri
yaşlara kadar herhangi bir yaşta başlayabilir, fakat ergenlerde ve genç
erişkinlerde daha sıktır. Veriler, konversiyon bozukluğunun kırsal
nüfusta, az eğitimli kişilerde, düşük zeka düzeyi olanlarda, düşük
sosyoekonomik grupta ve çatışmalara katılmış askeri personelde daha sık
görüldüğü belirtilmektedir.
Psikanalitik teoriye göre, konversiyon bozukluğu bilinç
dışı intrapsisik çatışmanın bastırılması ve anksiyetenin fiziksel bir
semptoma dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkar. Çatışma, içgüdüsel
uyaranlar ile (örneğin agresif ve cinsel) bunların ifade edilmesine
karşı engel olması arasındadır.
Felçler, körlük ve mutizm en sık görülen konversiyon
bozukluğun semptomlarıdır. Konversiyon bozukluğunda özellikle
ekstremitelere ait anestezi ve paresteziler sık görülür. Semptomları
olan hastalar nadiren düşer ve genellikle yaralanmazlar.
Yalancı nöbetler konversiyon bozukluğunda bir diğer
semptomdur. Yalancı nöbeti olan yaklaşık üçte bir hastada ayrıca
beraberinde epileptik bozukluk da vardır. Yalancı bayılma sonrasında
pupilla ve öğürme refleksleri korunmuştur ve nöbet sonrası hastada
prolaktin konsantrasyonunda artış olmaz.
Konversiyon bozukluğu tanısı almış hastaların yaklaşık
%25-50’si sonuçta erken dönemdeki semptomların nedeni olabilecek
nörolojik veya psikiyatrik olmayan tıbbi bozukluk tanısı almışlardır.
Konversiyon bozukluğu olan hastaların büyük çoğunluğunda belki
%90-100’ün de başlangıç semptomları birkaç gün veya bir aydan kısa bir
sürede ortadan kalkar. Hastaların %75’inin başka bir epizod
geçirmeyeceği belirtilir, ancak hastaların %25’i stres dönemlerinde ek
epizodlar geçirebilirler.
Konversiyon bozukluğunun semptomları genellikle
kendiliğinden gerilese de, bu gerilemeyi İçgörü merkezli destekleyici
veya davranışçı terapi kolaylaştırır; terapinin en önemli özelliği ilgi
ve otoriter teropatik ilişkidir.
|