- Turner Sendromu; Bir cinsiyet kromozomu eksiktir (XO). Gen adlarının yokluğu (agenezis) ya da az gelişimi (disgenezis) ile sonuçlanır; fetal ya da postnatal yaşamda, erkek ya da dişide önemli cinsiyet hormonları oluşmaz. Cinsel dokular, dişinin dinlenme fazında kalırlar. Tedavi edilmeden ikincil cinsiyet karakterleri gelişmez. Sıklıkla yelpaze ense, düşük ense saç çizgisi, kısa boy ve kubitus valgus gibi diğer stigmatları bulunur. Bebek normal görünümlü dişi dış genitallerle doğduğu için kesinlikle dişi cinsiyette belirlenir ve bu şekilde yetiştirilir.
- Kleinefelter Sendromu; kişi ( genellikle XXY) Y kromozomunun etkisi altında erkeksi eğilim gösterirse de bunun etkisi ikinci bir X kromozomunun varlığı nedeniyle zayıflar. Hasta bir penis ve testislerle doğmasına karşın, testisleri küçük ve infertildir ve birlikte peniste küçük olabilir. Ergenlikte bazı hastalarda Jinekomasti ve diğer kadınsı görünümdeki çizgiler gelişir. Cinsel arzuları genellikle zayıftır. Hastaların genellikle, transeksüalizm gibi tam bir dönüşümden ara sıra kadın giysileri giyme isteğine kadar değişen cinsel bozuklukları olabilir.
- Doğumsal Virilizan Adrenal Hiperplazi ( Adrenogenital Sendrom) ; fetusa aşırı androjen etkisiyle ortaya çıkar. Kadınlarda bu durum görüldüğünde, adrenal bezden salgılanan aşırı miktarlarda fetal androjenler, hafif derecede klitoral büyümeden normal bir skrotal kese, testisler ve bir penis görünümüne kadar değişen dış genitallerin erkekleşmesine neden olurken, bu dış genitallerin gerisinde gizli bir vajina ve uterus vardır. Hastalar, bunların dışında normalde dişidir. Doğumda, genitaller erkek görünümündeyse çocuğun cinsiyeti erkek olarak belirlenir ve bu şekilde yetiştirilir.
- Psödohermafroditizm; Bebekler, acil obstetrik girişimi gerektiren her iki yönde belirsiz genital organlarla dünyaya gelebilir, bu nedenle cinsiyetin tayin edilmesi cinsel kimliği belirleyecektir. Cinsiyet tayini, genellikle 24 saat içinde yapılmalıdır, böylece ana-babalar buna göre uyum yapabilirler. Genital deformiteyi düzeltmek için cerrahi girişim gerekirse, genellikle 3 yaşından önce yapılmalıdır. Gerçek hermafroditizm, aynı kişide testis ve overler birlikte bulunmasıyla belirlenir, nadir bir durumdur.
- Androjene Duyarsızlık Sendromu; doğumsal X’ e bağlı çekinik özelliklidir. Testüküler feminizasyon sendromu olarak da bilinir. Hedef dokuların androjenlere yanıt verememesinden kaynaklanır. Yanıtsızlık sonucunda, fetal dokular dişi dinlenme fazlarında kalırlar ve merkezi sinir sistemi erkeğe uygun olarak düzenlenmez. İç cinsel organlar yok ya da az gelişmiştir. Özellikle testisler tarafından üretilen az ancak yeterli miktardaki ostrojenlere bağlı ikincil cinsiyet özellikleri pubertede dişi yönünde gelişir. Hastalar kendilerini değişmez bir şekilde kadın olarak hissederler ve kadınsıdırlar.
- Karşıt Giyinme; DSM-IV’ te karşıt giyinme-karşı cinsin giysilerini giyme-strese bağlı ve geçici ise, bir cinsel kimlik bozukluğu olarak sınıflandırılır. Bozukluk strese bağlı değilse, karşıt giyinen kişiler, DSM-IV’ te bir parafili olarak sınıflandırılan transvestik fetişizm olarak ele alınır. Transvestik fetişizmin önemli bulgusu, cinsel uyarılma meydana getirmesidir. Karşıt giyinme genellikle transvestizm, karşıt giyinenler de transvestit olarak bilinir. Karşıt giyinme, transeksüalizmden hastaların birincil ve ikincil cinsel özelliklerinden kurtulma ve diğer cinsiyetin özelliklerini edinme gibi sürekli zihinsel uğraşların olması ile ayırt edilir.
Erkek çocuklarda cinsel kimlik bozukluğu 4 yaşından önce başlar ve akranlarıyla çatışma erken okul yıllarında, yaklaşık 7–8 yaşlarında ortaya çıkar.
Her iki cinsiyette, tüm olguların 1/2–2/3 ’ün de eşcinsellik gelişmesi olasıdır. Kızların erkek çocuklarına göre bilinmeyen nedenlerle eşcinsel yönelimleri daha azdır.
Cinsel kimlik bozukluklarında tedavi karmaşık bir sorundur ve amaç bozukluğu düzeltmekse nadiren başarılı olunur. Cinsel kimlik bozukluğu olan kişilerin çoğunda sabit fikirler ve değerler vardır ve değişmeyi istemezler. Psikoterapiye alınmalarının en sık nedeni, bozukluklarına eklenen depresyon veya anksiyetedir.
Normal kimlik krizi ve cinsel kimlik karmaşasının birlikte olaması nedeniyle ergen hastaları tedavi etmek zordur.
Erişkin hastalar, genellikle bozukluklarını değiştirmeye değil nasıl baş edebileceklerini öğrenmeye gelirler. Terapist, genellikle hastalara arzu ettikleri cinsel kimlikle rahat olmalarına yardım etmek amacındadır; amaç geleneksel cinsel kimliği olan kişi yaratmak değildir.