GENEL BİLGİ
4.
PSİKİYATRİK ACİLLER
İntihar
İntihar, istemli kendi kendini öldürme
eylemidir. İntihar gast rastgele veya amaçsız bir eylem değildir.
Aksine, devamlı yoğun acıya neden olan bir sorun veya krizden çıkış
yolu olarak da görülür.
Erkekler kadınlardan 3 kez daha fazla
intihar ederler ve bu oran bütün yaş grupları için sabittir. Buna
rağmen kadınlar erkeklerden 4 kez daha fazla intihar girişiminde
bulunurlar. Erkekler ateşli silahlar, ası veya yüksek yerlerden
atlama gibi yöntemleri kullanırlar. Kadınlar daha çok yüksek
dozlarda psikoaktif maddeleri ya da bir zehir almak gibi yöntemleri
seçiyorlar, fakat onlarda eskiye nazaran daha sık ateşli silahları
kullanmaya başladılar.
İntihar oranları yaş ile doğru orantılı
olarak artmaktadır. Orta yaş krizinin önemi, intihar oranlarına
bakılınca anlaşılmaktadır. Erkekler arasında 45 yaşından sonra,
kadınlar arasında ise 55 yaşından sonra en yüksek tamamlanmış
intihar oranları görülür. Yaşlılar, gençlerden daha az intihara
teşebbüs ederler fakat girişimlerinde daha başarılıdırlar.
15–24 yaşları arasında intihar, kazalar
ve adam öldürmeden sonra 3. sırada ölüm nedenidir.
Her üç intihardan ikisi beyaz ve
erkektir. Çocuklarda pekiştirilmiş evlilikler, intihar riskini
önemli ölçüde azalmaktadır.
Yıldönümü denilen intiharlar, aile
üyelerinden birinin intihar yıldönümünde kendi hayatlarına kıyan
insanların gerçekleştirdikleri intiharlara verilen isimdir.
Genellikle iş yaşamı intihara karşı
koruyucudur. Meslek grupları arasında profesyoneller, özellikle
doktorlar en yüksek intihar riskine sahip oldukları kabul edilir.
Doktorlar ve intihar kurbanı doktorlar arasında en yaygın bulunan
ruhsal bozukluklar depresyon ve madde bağımlılığıdır.
Doktorlar arasında psikiyatristlerin en
yüksek riskte oldukları bilinir ve onları göz doktorları ve anestezi
uzmanları izlemektedir, ancak son zamanlarda eğilim tüm uzmanlarda
eşitlenmeye doğrudur.
Özel risk altındaki popülâsyonlar
müzisyenler, diş hekimleri, hâkimler, avukatlar ve sigorta
uzmanlarıdır. Çalışmayan kişilerde intihar çalışana kişilere göre
daha yüksektir.
İntiharı gerçekleştirmiş ya da intihara
girişen tüm hastaların yaklaşık %95’i bir ruhsal bozukluk tanısı
alır. Bu sayının %80’i depresif bozukluklara , %10’u şizofreniye ve
%5’i Demans ve deliriuma aittir.
Sanrısal depresyonu olan hastalar en
yüksek intihar riskine sahiptirler. Depresif bozuklukları olan
hastaların intihar riski %15’tir.
Herhangi bir nedenle daha önce hastanede
psikiyatrik tedavi görmek, intihar riskini arttırmaktadır.
Psikiyatri hastalarının intihar riski
hasta olmayanlara göre 3–12 kat daha fazladır. Her iki cinste
intihar riski en yüksek psikiyatrik tanı duygudurum bozukluğudur.
Psikiyatri servisine yatışın ilk haftasında intihar riski genel
popülâsyondan daha fazla değildir. Acil servislere başvuran hastalar
özellikle panik bozukluğu olanlarda da intihar riski yüksektir.
Şizofreni hastaları arasında intihar riski yüksektir,%10’u intihar
ederek ölür.
Tüm alkol bağımlısı kişilerin yaklaşık
%15’i intihar ederler. Tüm alkol bağımlısı intihar kurbanlarının
yaklaşık %80’i erkektir. Eroin bağımlısı kişilerin intihar oranları
genel popülâsyondaki orandan yaklaşık 20 kat daha fazladır. İntihar
kurbanlarının yüksek bir oranda çeşitli kişilik sorunları veya
bozuklukları vardır.
Geçmişteki intihar girişimi, belki de
intiharda yüksek riskin en iyi göstergesidir. Hastanın, ikinci bir
intihar girişiminde bulunma riski, ilk girişiminden sonraki ilk üç
ayda en yüksektir.
Kendini yaralama; araştırmalar
psikiyatri hastanelerinde tüm hastaların yaklaşık %4’ü nün
kendilerini kestiklerinin gösterir; kadınların erkeklere oranı
yaklaşık 3’e 1’dir. Kendi kendini yaralama sıklığının psikiyatrik
hastalarda genel topluma göre 50 kat daha fazla olduğu tahmin
ediliyor. Hastalar genellikle 20’li yaşlardadır ve bekâr ya da evli
olabilirler. Ekserisi nazikçe kesi yaparlar. Kesme eylemi,
genellikle yalnızken jilet, bıçak, kırık cam parçaları veya ayna ile
yapılır. Bilekler, kollar, kalçalar ve bacaklar en sık kesilen
yerlerdir; yüz, göğüsler ve karın seyrek olarak kesilmektedir. Alkol
ve diğer madde kötüye kullanımı sıktır ve kendini kesenlerin büyük
çoğunluğunun intihar girişimleri vardır.
İntiharda en yüksek risk etkenleri
arasında; 45 yaş üstünde olmak, erkek olmak, alkol bağımlılığı
(alkol bağımlılığındaki intihar oranı alkol bağımlısı olmayanlara
göre 50 kat daha fazladır), şiddet davranışı, önceden intihar
davranışı göstermiş olmak ve önceden yatarak psikiyatrik tedaviye
maruz kalmak sayılabilir.
Hasta eylem planını itiraf ediyorsa,
özellikle bu tehlike işaretidir. Ayrıca intihar tehditi olan hasta
eskisine göre sesiz ve daha az ajite olursa, bu kötüye işaret
edebilir.
Psikiyatrik hastalarda intiharın büyük
çoğunluğu önlenebilir. İntihar düşüncesi olan hastaları hastaneye
yatırıp yatırmama konusu verilecek olan en önemli klinik karardır.
Ancak güçlü bir sosyal destek sisteminin yokluğu, impulsif davranış
öyküsü ve intiharla ilgili eylem planının varlığı hastaneye yatış
endikasyonlarıdır. Hastanın taahhüdüne karşılık kilinisyen hasta
için 24 saat boyunca ulaşabilir olmalıdır. Hasta hastanede tedaviyi
reddederse aile mutlaka 24 saat hasta ile birlikte olma
sorumluluğunu almalıdır.
İntihar eğilimi olan depresyonu
iyileşirken hastalar özel bir risk altındadır. Depresyon iyileşirken
hastalar enerji kazanırlar ve bu nedenle intihar planlarını eyleme
vurabilirler.
Hasta psikiyatri servisindeyken
gerçekleşen intihar olgularının yaklaşık yarısı mahkeme ile
sonuçlanmaktadır.
Diğer Psikiyatrik Aciller
Psikiyatrik acil, derhal terapotik
müdahaleyi gerektiren herhangi bir düşünce, duygu ve hareket
bozukluğudur.
Psikiyatrik acil odaları kadın ve
erkekler tarafından eşit oranda ve bekârlar tarafından evlilere göre
daha fazla kullanılmaktadır. En yaygın tanılar, duygudurum
bozuklukları (depresif bozukluklar ve manik epizotlardır), şizofreni
ve alkol bağımlılığıdır. Psikiyatrik acil odalarında görülen tüm
hastaların yaklaşık %40’ı nı hastaneye yatırmak gerekir.
|