Uyku düzenli, tekrarlayan ve kolayca geri dönebilen bir durumdur. Uyku düzensizlikleri gelişmekte olan bir mental hastalığın sıklıkla erken bir semptomu olmaktadır.
Uyku iki fizyolojik durumdan oluşmaktadır; hızlı göz hareketlerinin olmadığı (NREM) uyku ve hızlı göz hareketleri (REM) uykusu. NREM uykusu evre 1’den evre 4’e kadar olan dönemlerden oluşmaktadır. REM uykusu, uyanıklıktakine benzer, yüksek beyin ve fizyolojik etkinliğin görüldüğü ve kontitatif olarak farklı bir uyku dönemidir. Normal bireylerde NREM uykusu uyanıklıkla karşılaştırıldığında sakin bir dönemdir.
Evre 3 ve 4 uyanıklığındaki dezorganizasyon enürezis, somnanbulizm, evre 4 kâbusları veya gece terörü gibi özgül sorunlara yol açabilir.
Genelde tüm REM periyotları kısmi ya da tam penil ereksiyonla birliktedir. Bu bulgu empotans nedenlerini değerlendirmede anlamlı klinik değer taşır.
REM uykusunun en ayırt edici özelliği rüyalardır. REM uykusundaki rüyalar tipik olarak soyut ve gerçek dışıdır. NREM’de de rüyalar oluşmaktadır, fakat tipik olarak net ve amaca yöneliktir.
Uykunun döngüsel yapısı düzenli ve güvenilirdir; gece boyunca REM periyotları her 90–100 dk. da bir oluşur.
Uyku paternleri yaşam boyunca değişim gösterir. Yeni doğanlar kısa uyanıklık dönemleri ile günde 16 saat uyurlar.
Genç erişkinlerde uyku evreleri dağılımı aşağıdaki gibidir;
NREM (%75)
- Evre I : %5
- Evre II : %45
- Evre III : %12
- Evre IV : %13
- REM (%25)
Yaygın olan görüş tek bir temel uyku kontrol merkezi olmadığı yönündedir, fakat beyin sapında yerleşmiş birbiri ile bağlantılı sistem veya merkezler birbirlerini uyarma ya da inhibe etmektedirler.
Birçok çalışma uyku regülâsyonunda serotonin rolünü desteklemektedir. Beyin asetilkolini de, özellikle REM uykusu oluşturulmasında rol oynar.
Bulgular dopaminin uyarıcı etkisi olduğunu göstermektedir. Uykunun işlevleri çeşitli yollarla incelenmiştir; Çoğu araştırıcı uykunun onarıcı homeostatik işlevi ile normal termoregülasyon ve enerji korunmasını sağlayıcı etkilerinde birleşmektedir.
Uzamış uyku yoksunluğu periyotları bazen benlik dezorganizasyonuna, varsanı ve sanrılara götürebilir.
Bazı bireylerin kısa uyku süreleri vardır ve uygun işlevsellik için her gece altı saatin altında uyku ihtiyacı gösterirler. Uzun uyku süresi olanlar, uygun işlevsellik için her gece dokuz saatten fazla uykuya ihtiyaç duyarlar. Kısa uykucular genellikle etkin, hırslı, sosyal ve hallerinden memnundurlar. Uzun uykucular hafif depresif, anksiyeteli ve sosyal olarak çekingendirler.
Çevresel ipuçları olmadan doğal beden saati 25 saatlik bir döngü oluşturur. 24 saatlik dönemde erişkinler bir kez ve bazen de iki kez uyurlar. Bu ritim doğrudan mevcut değildir ve fakat yaşamın ilk iki yılında gelişir. Gece çalışan bireylerde çeşitli ritimlerdeki bozulma sorunlar yaratabilir. En iyi bilinen örneği, doğudan batıya uçuşlarda bireyin vücudun faz dışındaki bir dönemde uyumaya zorlaması ile belirli Jet Lag’dır.