Burada ele alınacak olan ilaçlar yaygın olarak trisiklik ve tetrasiklik antidepresanlar olarak bilinirler (ikiside TCA’lar olarak kısaltılır). Depresif bozukluklar bu ilaçalrın temel endikasyonu olmasına rağmen geniş bir bozukluk yelpazesinde etkilidirler bunların arasında; panik bozukluk yaygın anksiyete bozukluğu, posttravmatik stres bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk, yeme bozuklukları ve ağrı bozukluğu yer alır.
Major depresif epizodun tedavisi ile major depresif bozukluğun profilaktik tedavisi trisiklik ve tetrasiklik ilaçların temel endikasyonlarıdır. Bu ilaçlar, Bipolar I bozukluğu olan hastaların depresyonunun tedavisinde de etkilidir.
Çocukluk çağı enürezisi genellikle imipramin (Tofranil) ile tedavi edilir. Peptik ülser, belirgin antihistaminerjik etkisi olan doksepin ile tedavi edilebilir. Trisiklik ve tetrasiklik ilaçlar için diğer endikasyonlar narkolepsi, gece kâbusu bozukluğu ve posttravmatik stres bozukluğudur. Bu ilaçlar bazen çocuklar ve adolesanlarla dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunda, uykuda gezme bozukluğunda, ayrılık anksiyetesi bozukluğunda ve uyku terörü bozukluğunda kullanılırlar.
Tüm trisiklik, tetrasiklik ilaçların ve diğer antidepresanların major ters etkisi hem bipolar I bozukluklu hastalarda, hemde bipolar I hikayesi olmayan hastalarda manik epizot indüksiyonu olasılığıdır. Trisiklik ve tetrasiklik ilaçların duyarlı hastalarda psikotik bozuklukları alevlendirdiği bildirilmiştir.
Hekimler antikolinerjik etkilerin sıklığı açısından hastalarını uyarmalıdır, fakat hasta tedavi süresince bu etkilere tolerans geliştirebilir. Antikolinerjik etkiler içerisinde; ağız kuruluğu, konstipasyon, görme bulanıklığı ve idrar retansiyonu yeralır. Ağız kuruluğu için şekersiz sakız, şeker ve fluorid pastilleri rahatlama sağlayabilir. Dar açılı glokom antikolinerjik ajanlarla şiddetlenebilir; glokom presipitasyonu bir miyotik ajanla acil tedavi gerektirir.
Sedasyon, trisiklik ve tetrasiklik ilaçların sık rastlanan bir etkisi olup; uyku problemlerinde bu durum tercih nedenidir. En sık rastlanan otonomik etki α1 blokajı sonucu gelişen orto statik hipotansiyon olup etkilenen vakalarda düşmelere ve yaralanmalara neden olabilir. Dilde ve üst extremitelerde miyoklonik seğirmeler ve titremeler sıktır. Amoksapin metabolitlerinden birinin dopaminerjik blok etkisi ile Parkinson benzeri semptomlar akatizi hatta diskineziye neden olan tek ilaçtır. Maprotilinin dozu hızlı arttırıldığından ya da uzun süre yüksek seviyede tutulduğunda nöbetlere neden olabilir. Kloimipramin ve amoksapin bu gruptaki ilaçlar içerisinde nöbet eşiğini diğerlerinden daha çok düşürürler.
Ekzantomatöz cilt döküntüleri maprotilin tedavisi alanlarla %4–5 oranında görülür. Ön planda histamin tip2 (H2) reseptör blokajına bağlı kilo alımı olur.
Gebelerde tirisiklik ve tetrasiklik ilaçların kullanımından sakınılmalıdır. İlaç anne sütüne geçer ve infantta ciddi yan etkilerin görülmesine neden olur. Elektrokonvülzif terapi sırasında trisiklik ve tetrasiklik ilaçalr özellikle önemli kardiyak etkileri nedeni ile verilmemelidir. Dozaşımı; Trisiklik ve tetrasiklik ilaçların doz aşımı ciddidir ve sıklıkla fatal seyreder.
Dozaşımı semptomları arasında; ajitasyon, deliryum, konvülziyon, hiperaktif derin tendon reflexleri, bağırsak ve mesane paralizisi, kan basıncı ve ısı regülasyonunda bozukluklar ile midriazis yeralır. Hasta bu aşamadan sonra komaya ve olası solunum depresyonuna girer. Kardiyak aritmiler tedaviye cevap vermeyebilirler. Trisilik ve tetrasiklik ilaçların yarı ömürleri uzun olduğu için dozaşımı sonrası kardiyak aritmi riski taşıyan hastalar (3–4 gün) yoğun bakım ünitelerinde monitörize edilmelidirler.