D Psikiyatri Psikoterapi

  • Anasayfa
  • Hakkımızda
    • Ekibimiz
    • Foto Albümü
    • Hazırlayanlar
  • Psikiyatri
    • Hastalıklar
    • Tedaviler
    • Psikiyatride Önemli Kişiler
    • Genel Psikiyatri
    • Kaynakça
  • Psikoterapi
  • Makaleler
  • Dünyaya Yön Verenler
  • Blog
  • İletişim
Randevu
  • Anasayfa
  • Genel Psikiyatri
  • Ebeveyn kaybı yaşamış çocukların bağlanma temsilleri üzerine psikolojik bir inceleme
22 Temmuz 2025 Salı / Kategori Genel Psikiyatri

Ebeveyn kaybı yaşamış çocukların bağlanma temsilleri üzerine psikolojik bir inceleme

ebeveyn kaybı

Bağlanma kuramı, bireyin erken yaşlarda bakım verenleriyle kurduğu ilişki biçiminin ileriki yaşamındaki duygusal ve sosyal etkileşimlerini nasıl şekillendirdiğini açıklayan güçlü bir teorik çerçevedir. Bu kuramın temelinde, çocukların kendilerine bakım veren figürlerle kurduğu güven duygusu ve bu figürlerin duygusal erişilebilirliği yer alır. Ebeveyn kaybı gibi travmatik bir olay, çocuğun bu bağlanma temsillerini derinden etkileyebilir ; hem içsel dünyasında hem de dış dünyayla kurduğu ilişkilerde önemli izler bırakabilir.

Bağlanma temsilleri ve içsel çalışma modelleri

John Bowlby’ye göre bağlanma, bireyin içsel çalışma modelleri oluşturmasıyla yakından ilişkilidir. Bu modeller, “ben nasılım?”, “diğer insanlar bana nasıl davranır?” gibi temel inançları içerir. Ebeveyn kaybı yaşamış çocuklarda bu modeller, kayıp sonrası yeniden şekillenebilir ve çoğu zaman bu yeniden yapılanma süreci travmatik nitelikler taşıyabilir.

Özellikle erken çocukluk döneminde yaşanan kayıplarda, çocuğun temel güven duygusu sarsılabilir. Kaybettiği ebeveynle kurduğu bağın niteliği ne olursa olsun, birincil bağlanma figürünün yokluğu, çocukta geleceğe dair tehdit algısını artırabilir. Bu durum, çocuğun kendine ve başkalarına dair geliştirdiği şemalarda (öz-değer, güven, terk edilme korkusu vb.) belirgin değişimlere yol açabilir.

Bağlanma türleri üzerindeki etkiler

Ebeveyn kaybı sonrası çocukların bağlanma stilleri genellikle değişime uğrar. Güvenli bağlanma stiline sahip bir çocuk, sevgi dolu ve tutarlı bir bakım deneyimi yaşamıştır. Ancak ebeveynin ölümü bu güveni sekteye uğratabilir. Güvensiz-kaçınmacı bağlanan çocuklar, duygularını bastırarak ilişkilerden uzak durma eğilimi gösterebilirken ; güvensiz-kararsız bağlanan çocuklar, ilişkilerde yoğun bağlanma korkusu ve reddedilme kaygısı yaşayabilir. Bazı çocuklarda ise dezorganize bağlanma stili görülür : ebeveyn figürünün kaybı karşısında hem bağlanma ihtiyacı hem de korku bir arada yaşanır.

Bu bağlanma temsilleri, ileriki yıllarda romantik ilişkilerden arkadaşlıklara, hatta bireyin kendilik algısına kadar pek çok yaşam alanında yankı bulabilir. Örneğin, erken ebeveyn kaybı yaşamış bir bireyin ilişkilerde aşırı kontrolcü ya da aşırı bağımlı davranışlar sergilemesi, bağlanma temsillerinin travmatik yeniden yapılanmasına işaret edebilir.

Travma ve duygusal düzenleme

Kaybın yaşandığı dönemde çocuğun duygusal düzenleme kapasitesi oldukça sınırlı olabilir. Ebeveyn figürü genellikle duygusal regülasyon süreçlerinde temel bir rol oynar. Bu figürün yokluğunda çocuk, duygularıyla baş etme konusunda zorlanabilir. Kaybın ardından yaşanan duygusal dalgalanmalar, çocuğun bağlanma sistemini yeniden organize etmeye zorlar.

Bazı çocuklar başka bir bakım veren figürle yeniden bağ kurabilirken, bazıları bu süreci yoğun bir içe kapanma ve travmatik izolasyonla yaşayabilir. Özellikle sevilen ebeveynin kaybı sonrasında geliştirilen bağlanma temsilleri, “yakınlık acı getirir” ya da “her bağ geçicidir” gibi inançları pekiştirebilir.

Koruyucu etkenler ve psikolojik müdahale

Ebeveyn kaybı sonrası bağlanma temsillerinin olumsuz etkilenmemesi için bazı koruyucu faktörler kritik öneme sahiptir. Bunlar arasında çocuğun yaşına uygun açıklamalar, sağlıklı bir yas sürecinin desteklenmesi, tutarlı bir bakım ortamı sağlanması ve duyguların ifade edilmesine imkan tanınması yer alır.

Psikoterapötik destek özellikle önemli bir müdahale aracıdır. Oyun terapisi, EMDR gibi travma odaklı yaklaşımlar ya da bağlanma odaklı aile terapisi, çocuğun yeniden sağlıklı bağlanma modelleri geliştirmesine katkı sağlayabilir. Bu terapiler sayesinde çocuk, hem kaybın yarattığı boşluğu anlamlandırabilir hem de içsel dünyasında güvenli bağ kurma kapasitesini yeniden inşa edebilir.

Bağlanma yeniden yazılabilir mi?

Ebeveyn kaybı çocuklukta yaşanan en derin travmalardan biridir. Bu travma, bireyin bağlanma temsillerinde kırılma yaratabilir. Ancak bağlanma sistemi esnek ve yeniden yapılandırılabilir bir yapıya sahiptir. Doğru destekle, sevgiyle ve güvenli ilişkilerle çocuklar yeniden bağ kurabilir, güvenli temsiller geliştirebilir ve yaşamın diğer alanlarında daha sağlıklı ilişkiler sürdürebilir.

Küçük yaşta kaybedilen ebeveyn

Örneğin 4 yaşındaki bir çocuk annesini trafik kazasında kaybettiğinde, ölüm kavramını tam olarak anlayamadığı için “Annem ne zaman gelecek?” gibi sorular sorabilir. Bu durum, çocuğun ölümün kalıcılığını kavrayamamasıyla ilgilidir. Güvensizlik, ayrılık kaygısı ve regresyon (örneğin alt ıslatma, parmak emme gibi davranışlara geri dönüş) gözlemlenebilir.

Okul çağındaki çocuk

Dokuz yaşındaki bir çocuk babasını hastalık nedeniyle kaybettikten sonra okul başarısında düşüş, arkadaş ilişkilerinde içe kapanma ve uyku bozuklukları yaşamaya başlar. Depresif belirtiler, dikkat eksikliği ve sosyal izolasyon görülebilir.

Ergenlik dönemindeki çocuk

Mesela 15 yaşındaki bir genç, babasının ani vefatından sonra “Artık kimseye güvenemem” diyerek arkadaş ilişkilerinden uzaklaşır ve öfke patlamaları yaşamaya başlar. Kimlik gelişiminde zorluk, bağlanma problemleri ve riskli davranışlara yönelme (madde kullanımı, okuldan kaçma vb.) ortaya çıkabilir.

Travmatik durumlara özgü örnekler

Ani ve şiddet içeren kayıplar

Bir çocuk ebeveynini cinayet veya kaza sonucu kaybettiğinde, olayın travmatik doğası nedeniyle gece kabusları, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) belirtileri ve yoğun korku yaşayabilir. Dünya algısında tehdit hissi, güvenlik duygusunun zedelenmesi ve sürekli tetikte olma hali gelişebilir.

Uzun süreli hastalık süreci

Ebeveyni uzun süreli bir hastalıkla mücadele eden bir çocuk, kayıp gerçekleşmeden önce bile yoğun endişe ve tükenmişlik yaşayabilir. Süreğen kaygı, duygusal tükenme ve bakım veren rolünü üstlenme gibi gelişimsel yüklenmeler görülebilir.

Bağlanma ve duygusal düzenleme

Ebeveyn kaybı sonrası bir çocuk, kalan ebeveyne aşırı bağımlı hale gelebilir ve ayrılma durumlarında yoğun kaygı yaşayabilir. Güvensiz bağlanma stilleri gelişebilir ; ileriki yaşlarda romantik ilişkilerde aşırı bağımlılık ya da kaçınma davranışları gözlenebilir.

Bazı çocuklar, kaybedilen ebeveynin yerine geçen figürlere (örneğin büyükanne, öğretmen) aşırı bağlanabilir. Bu bağlanma, hem iyileştirici hem de yeni bir kayıp yaşanması durumunda tekrar travmatik olabilir.

 

  • Tweet

Bundan sonra ne okuyabilirsiniz?

Sigarasız Yaşam
Mental Retardasyon
Psikiyatrik Aciller

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Konu Başlıkları

  • Dünyaya Yön Verenler
  • Genel Psikiyatri
  • Hastalıklar – DSM-IV Sınıflandırılması
    • Anksiyete Bozuklukları
    • Başka Bir Yerde Sınıflandırılamayan Genel Tıbbi Bir Duruma Bağlı Ruhsal Bozukluklar
    • Başka Yerde Sınıflandırılmamış Dürtü Denetim Bozuklukları
    • Cinsel Bozukluklar ve Cinsel Kimlik Bozuklukları
      • Cinsel İşlev Bozuklukları
      • Cinsel Kimlik Bozuklukları
      • Parafililer
    • Delirium, Demans, Amnestik ve Diğer Bilişsel Bozukluklar
    • Dissosiyatif Bozukluklar
    • Duygudurum Bozukluğu
    • Genellikle İlk Kez Bebeklik, Çocukluk ya da Ergenlik Döneminde Tanısı Konan Bozukluklar
    • İlişki Sorunları
    • Kişilik Bozuklukları
    • Klinik İlgi Odağı Olabilecek Durumlar
    • Madde Kullanımı İle İlişkili Bozukluklar
    • Şizofreni ve Diğer Psikotik Bozukluklar
    • Somatofrom Bozukluklar
    • Uyku ve Uyku Bozuklukları
    • Uyum Bozuklukları
    • Yapay Bozukluklar
    • Yeme Bozuklukları
  • Makaleler
  • Psikiyatride Önemli Kişiler
  • Psikoterapi
  • Tedaviler
    • Biyolojik Tedaviler
      • EKT
      • İlaçlar
    • Psikoterapiler

En çok okunanlar

© 2025 D Psikiyatri Tüm hakları saklıdır.
Tasarım Uygulama SyberiumTechs

YUKARI