Elektrokonvulzif tedavi (EKT), majör depresif bozukluk, manik epizod ve diğer ciddi mental bozuklukların tedavisinde kullanılan güvenilir ve etkin bir tedavi metodudur. Birçok klinisyen araştırmacı EKT’nin bir tedavi olarak oldukça az kullanıldığına inanmaktadır. Bunun en önemli nedeni EKT hakkındaki yanlış kanılar ve önyargılardır, bu da basın tarafından yayılan yanlış bilgilendirme ve tahrik edici yazılar nedeni ile
B-bloker veya B-antagonist diye de adlandırılan drogların tıpta sıklıkla hipertansiyon, angina ve bazı kardiyak aritmilerde kullanılırlar. Ayrıca glokom, migren ve hipertiroidizmde de kullanılırlar. En iyi kullanım, sosyal fobi, lityuma bağlı postüral tremor ve nöroleptiklere bağlı akut akatizide saptanmıştır. Propranolol, sosyal fobinin özellikle performans tipinde (örneğin müzikal performans öncesi başarısızlık anksiyetesi) tedavisinde iyi bir şekilde çalışılmış
Psikiyatristin klinik uygulamasında, antikolinerjik droglar ve amantadin antihistaminikler gibi başlıca nöroleptiklere bağlı parkinsonizmin akut distoni ve tedaviye bağlı postural tremor gibi hareket bozukluklarında kullanılırlar. Bu droglar belki bir yere kadar nöroleptiklere bağlı akut akatiz tedavisinde de kullanılabilir. Antikolinerjik drogların yan etkileri, muskarinik asetilkolin reseptörlerinin blokajına bağlı olarak çıkar. Dar açılı glokomlu, üriner retansiyonlu, prostat hipertrofisi
Tip I (H1) reseptörlerinin bloke eden bir grup drog, klinik psikiyatride, nöroleptiklere bağlı parkinsonizm, akut distonide hipnotik ve anksiyolitik olarak kullanılmaktadır. Siproheptadin, kadın ve erkekte, fluoksetin gibi serotonerjik ajanlarda oluşan orgazm inhibisyonunun tedavisinde kullanılmaktadır. Antihistaminikler, sedasyon, baş dönmesi ve hipotansiyonla sıklıkla ilişkilidir. Hastaların ufak bir kısmında paradoksal olarak eksitasyon ve ajitasyon gibi yan etkileri gözlenebilir.
Barbitüratlar Barbitüratlar ilk olarak 1903 yılında klinik psikiyatride kullanıma sunuldu ve 1960’lı yılların başlarında klordiazepoksit (librium) ve diğer benzodiazepinlerin kullanıma sunulmasına kadar sedatif hipnotik ilaçlar içinde ilk tercih olarak kullanıldı. Barbitüratların paradoksal disfori, hiperaktivite ve bilişsel disorganizasyon gibi bazı yan etkileri benzodiazepinlere benzer. Barbitürat kullanımına bağlı seyrek görülen yan etkiler; Stevens Johnson sendromu (exfoliyatif dermatit),
Kloral hidrat (Noctec) ve diğer dört grup ilaç-karbamatlar piperidinonlar, sıklık eterler ve tersiyer karbinoller sedatif hipnotik olarak halen kullanıma hazır bulunan ilaçlardır. Bu ilaçlar, barbitüratlara nazaran çok daha nadir kullanılır, çünkü yüksek oranda kötüye kullanım potansiyeli ve birikici toksik etkileri vardır. Benzodiazepinler Benzodiazepinler anksiyete ajanları, anksiyolitikler ve minör trankilizanlar olarak da gösterilirler. Sedatif hipnotikler gibi
Bromokriptin (Parlodel) bir takım psikiyatrik durumda bir potansiyel tedavi alanı olarak çalışılmıştır. Bu çalışmalar bromokriptinin karışık depamin agonist özelliklerine ilgi nedeniyle yürütülmüştür ki; ABD’de Parkinson hastalığının tedavisinde kullanılmaktadır. Bromokriptinin terapotik faydalarını destekleyen en güçlü veriler antipsikotiklerin uyardığı, hiperprolaktinemi ve galaktore ile nöroleptik malign sendromu tedavileri ile ilgilidir. En sık yan etkiler; mide bulantısı, baş ağrısı
Bupropion piyada bulunan kullanıma elverişli ilaçlar içinde tek antidepresandır, ancak geçmişteki nöbetlerle bağlantısı nedeni ile ABD’de kullanımı sınırlandırılmıştır. Bupropion diğer antidepresanlar kadar etkili olduğu gösterilmiştir, ayrıca güvenli ve iyi tolere edilebilir olduğu ispatlanmıştır. En yaygın etkiler; başağrısı, uykusuzluk, üst solunum yolu şikâyetleri ve bulantıdır. Hareketlilik, ajitasyon ve irritabilitede görülebilir. Hastaların %25’in de kilo kaybı görülebilir.
Buspiron (Buspar) ABD’de piyasada bulunan ilk azapran ilaçtır. Anksiyete bozukluklarının tedavisi için geliştirilmiştir. Buspiron benzodiazepin ve barbitüratlara benzemez ve gamaaminobutirik asit (GABA) nörotransmitler sistemini direkt olarak etkilemez. Benzodiazepin ve barbitüratlardan farklı olarak buspironun sedatif, hipnotik, kas gevşetici veya antikonvülsan etkisi yoktur. Bu tür ilaçların aksine buspironun bağımlılık potansiyeli düşüktür ve yoksunluk fenomeni veya kognitif bozukluk
Kalsiyum kanal inhibitörleri ilk olarak hipertansiyon, angina ve kardiyak aritmilerin spesifik tiplerinin tedavisinde kullanılan bir kalp ilacı olarak bulunmuştur, genel tıpta bu endikasyonlar halen yerini korumaktadır. Terapotik endikasyonları; Bipolar I bozukluklar ve MAOI’ lerine bağlı hipertansif krizdir. Kalsiyum kanal blokerleri ile ilgili en yaygın yan etkiler hipotansiyon bradikardi ve AV blok olup bazen ilacın kesilmesi