- 1905 yılında Paris’te doğdu.
- Babasını çok küçük yaşta kaybeden Sartre’ı annesi, Sartre’ın büyükbabasından yardım alarak büyüttü. Bu dönemde lisede öğretmenlik yapan büyükbabası sayesinde Sartre çok küçük yaşta matematik ve klasik edebiyatla tanıştı.
- 1920’lerde felsefeye ilgi duymaya başladı. Paris’te devam ettiği okulda (Ecole Normale) ağırlıklı olarak Batı felsefesi yaklaşımlarından etkilendi ve özellikle Kant, Hegel ve Heidegger’in fikirlerini benimsedi.
- Bu okulda hayat arkadaşı Simone de Beauvoir ile tanıştı.
- 1929 yılında felsefe alanında doktorasını tamamlayarak okuldan mezun oldu ve 1929-1931 yılları arasında Fransız Ordusu’nda askerliğini yaptı.
- 1939 yılında meteorolojist olarak Fransız Ordusu’nda görevlendirildi. 1940 yılında Alman birlikleri tarafından yakalanarak 9 ay savaş esiri olarak hapiste tutuldu. 1941 yılında sağlık durumunun iyi olmaması nedeniyle serbest bırakıldı.
- Sivil hayata döndükten sonra Paris’te bir lisede öğretmenlik yapmaya başladı.
- Mayıs 1941’de Ecole Normale öğrencileri ve yazarlarından oluşan bir grupla birlikte Socialisme et Liberte isimli gizli örgütün kuruluşunda rol oynadı. Bu örgüt için Gide ve Malraux ile onlardan destek almak üzere görüştü. Ancak bu iki yazar kararsız kalınca Sartre hayal kırıklığı yaşadı ve cesareti kırıldı. Kısa bir süre sonra Socialisme et Liberte dağıldı ve Sartre etkin direniş yerine yazı yazmaya karar verdi.
- 1944 yılında kendisiyle aynı fikirlere sahip, filozof-yazar Albert Camus tarafından yayınlanan Combat adlı gazetede etkin yazarlık yaptı. Sartre ve Beauvoir, Camus’nun The Rebel isimli eseri yayınlanıncaya ve Camus komünizmden vazgeçinceye dek arkadaş kaldılar.
- Savaşın ardından Sartre Les Temps Modernes adında aylık bir edebiyat ve politika dergisi yayınlamaya başladı.
- 1964 yılında kendisine verilen Nobel Edebiyat Ödülü’nü, resmi ödülleri her zaman reddettiğini ve kendisini bir kurumla aynı hizaya getirmeyi tercih etmediğini belirterek geri çevirmiştir.
- 1974 yılında gözleri büyük oranda görme kaybına uğradı. Bu sağlık sorunu nedeniyle politik alandaki etkinliği azalsa da, insan hakları ile toplum içinde aydınları yeri ve rolü konusunda etkinliklerine devam ederek örnek oldu.
- Her yönüyle kendine özgü geliştirdiği Varoluşçu felsefesiyle ismini duyurmuştur. Ayrıca Marksizm ile ilgilenmiş ve o dönemde insanlık tarihinin tek geçerli yorumu olarak nitelendirerek, Marksizm’in özünde hümanist bir yaklaşım olduğunu belirtmiştir.
- 1980 yılında yine Paris’te hayata veda etti.
- Önemli eserleri:
- Varoluşçuluk
- Diyalektik Aklın Eleştirisi
- Edebiyat Nedir?
- Sözcükler
- Yazınsal Denemeler
- Bulantı
- İmgelem
- Baudlaire
- Ego’nun Aşkınlığı
- İş İşten Geçti
- Varlık ve Hiçlik
- Duvar
- Akıl Çağı
- Tükeniş
© 2024 D Psikiyatri Tüm hakları saklıdır.
Tasarım Uygulama SyberiumTechs