D Psikiyatri Psikoterapi

  • Anasayfa
  • Hakkımızda
    • Ekibimiz
    • Foto Albümü
    • Hazırlayanlar
  • Psikiyatri
    • Hastalıklar
    • Tedaviler
    • Psikiyatride Önemli Kişiler
    • Genel Psikiyatri
    • Kaynakça
  • Psikoterapi
  • Makaleler
  • Dünyaya Yön Verenler
  • Blog
  • İletişim
Randevu
  • Anasayfa
  • Psikoterapi
  • Kötü Giden Kavgaların Ortak Paydası
21 Kasım 2025 Cuma / Kategori Psikoterapi

Kötü Giden Kavgaların Ortak Paydası

İnsan ilişkilerinin en çarpıcı ve en kırılgan anlarından biri hiç kuşkusuz kavgalardır. Kavga yalnızca seslerin yükseldiği, kelimelerin sertleştiği bir an değildir. Aynı zamanda iki kişinin ya da bir grubun iç dünyalarının, beklentilerinin, kırgınlıklarının ve bastırılmış duygularının yüzeye çıktığı bir sahnedir. Bu sahne kimi zaman bir çözümün başlangıcı olabilirken, kimi zaman da ilişkilerin en derin yaralarını açar. Psikoloji alanında yapılan araştırmalar kötü giden kavgaların belirli ortak paydaları olduğunu gösteriyor. Bu ortak paydalar, kavganın neden bir çözüme değil de daha büyük bir çıkmaza dönüştüğünü anlamamıza yardımcı olur.

Kötü giden kavgaların ortak paydasını anlamak yalnızca bireysel ilişkilerde değil, toplumsal düzeyde de önemlidir. Çünkü kavga mikro ölçekte iki insan arasında yaşanırken, makro ölçekte toplumların, grupların ve kültürlerin çatışmalarında da benzer dinamiklerle ortaya çıkar. Dolayısıyla bu konu hem bireysel psikoloji hem de sosyal psikoloji açısından derinlemesine incelenmeyi hak eder.

Kavganın kötüye gitmesinin en temel nedenlerinden biri tarafların dinleme becerisini kaybetmesidir. Dinlemek yalnızca karşı tarafın sözlerini duymak değil aynı zamanda onun duygularını, niyetlerini ve ihtiyaçlarını anlamaya çalışmaktır. Ancak kötü giden kavgaların çoğunda taraflar birbirini dinlemek yerine kendi söylemek istediklerine odaklanır. Bu durum iletişimin tek yönlü hale gelmesine ve karşılıklı bir duvar örülmesine yol açar. Dinlenmeyen taraf kendini değersiz hisseder ve bu da öfkeyi ve savunmayı artırır.

Bir diğer ortak payda da duyguların yönetilememesidir. Kavga sırasında öfke, kırgınlık, hayal kırıklığı ve bazen de korku gibi yoğun duygular devreye girer. Bu duyguların kontrol edilememesi kavganın hızla tırmanmasına neden olur. Psikolojik açıdan bakıldığında, yoğun duygular altında insan beyninin mantıksal düşünme kapasitesi azalır. Özellikle amigdala aktivasyonu, kişinin tehdit algısını artırır ve onu saldırgan ya da savunmacı davranışlara yönlendirir. Bu noktada kavga, çözüm arayışından uzaklaşır ve bir tür duygusal patlamaya dönüşür.

Kötü giden kavgaların bir başka ortak noktası geçmişin yüklenmesidir. Çoğu kavga yalnızca o anki meseleyle sınırlı kalmaz ve taraflar geçmişte yaşanan kırgınlıkları, çözümlenmemiş sorunları ve biriktirilmiş öfkeleri de masaya getirir. Bu durum kavganın kapsamını genişletir ve çözülmesi neredeyse imkânsız hale getirir. Örneğin; basit bir ev işi tartışması, geçmişteki sadakatsizlik, ilgisizlik ya da başka bir kırgınlıkla birleştiğinde kavga artık yalnızca ev işini değil, tüm ilişkiyi tehdit eden bir boyuta ulaşır.

Bir diğer ortak payda ise iletişimde kullanılan dilin yıkıcılığıdır. İnsanlar kavga sırasında çoğu zaman saldırgan, küçümseyici ya da suçlayıcı bir dil kullanır. Bu dil karşı tarafın savunma mekanizmalarını harekete geçirir ve kavganın daha da kötüleşmesine neden olur. Psikolojik araştırmalar “sen dili”nin (örneğin “Sen hep böylesin”, “Sen hiçbir şeyi doğru yapmazsın”) kavgalarda yıkıcı bir etki yarattığını göstermektedir. Buna karşılık “ben dili” (örneğin “Ben kendimi değersiz hissediyorum”, “Ben bu durumda kırılıyorum”) daha yapıcıdır. Ancak kötü giden kavgaların çoğunda taraflar “sen dili”ni tercih eder ve bu da kavganın ortak paydasını oluşturur.

Kötü giden kavgaların bir başka boyutu güç mücadelesidir. Kavga çoğu zaman haklı çıkma, üstün gelme ya da karşı tarafı kontrol etme çabasıyla beslenir. Bu güç mücadelesi kavganın çözüm odaklı değil, kazanma odaklı olmasına yol açar. Oysa bir kavganın sağlıklı ilerleyebilmesi için tarafların çözüm arayışına yönelmesi gerekir. Güç mücadelesi, kavganın kötüye gitmesinin en belirgin ortak paydalarından biridir.

Psikolojik açıdan bakıldığında, kötü giden kavgaların ortak paydası aynı zamanda empati eksikliğidir. Empati, karşı tarafın duygularını anlamak ve onun perspektifinden bakabilmektir. Empati eksikliği kavganın yalnızca kendi bakış açımızdan değerlendirilmesine neden olur. Bu da karşı tarafın anlaşılmadığını hissetmesine ve daha fazla öfke duymasına yol açar. Empati, kavganın kötüye gitmesini engelleyebilecek en önemli faktörlerden biridir. Ancak kötü giden kavgaların çoğunda bu beceri devre dışı kalır.

Kötü giden kavgaların ortak paydası aynı zamanda çözüm yollarının tıkanmasıdır. Taraflar kavga sırasında çözüm üretmek yerine suçlama, savunma ve saldırı döngüsüne girer. Bu döngü kavganın yapıcı bir sonuca ulaşmasını engeller. Çözüm yollarının tıkanması, kavganın kötüye gitmesinin en somut göstergesidir.

Bu noktada kavganın kötüye gitmesinin psikolojik sonuçlarına da değinmek gerekir. Kötü giden kavgalar ilişkilerde güven kaybına, duygusal uzaklaşmaya ve bazen de kalıcı yaralara neden olur. İnsanlar kötü giden kavgalardan sonra çoğu zaman yalnızlık, değersizlik ve umutsuzluk hisseder. Bu duygular ilişkilerin uzun vadede zayıflamasına ve hatta bitmesine yol açabilir.

Kötü giden kavgaların ortak paydası yalnızca bireysel ilişkilerde değil, toplumsal çatışmalarda da kendini gösterir. Toplumlar arası çatışmalarda da dinleme eksikliği, empati yoksunluğu, güç mücadelesi ve geçmişin yüklenmesi gibi faktörler devreye girer. Bu nedenle kötü giden kavgaların ortak paydasını anlamak, barış ve uzlaşma süreçlerinde de kritik bir öneme sahiptir.

Kötü giden kavgaların ortak paydası; dinleme eksikliği, duyguların yönetilememesi, geçmişin yüklenmesi, yıkıcı dil kullanımı, güç mücadelesi, empati eksikliği ve çözüm yollarının tıkanmasıdır. Bu faktörler, kavganın yapıcı bir süreç olmaktan çıkıp yıkıcı bir sürece dönüşmesine neden olur. Psikoloji, bu ortak paydaları anlamamıza ve kavgalarda daha sağlıklı yollar bulmamıza yardımcı olur.

Uzm. Kl. Psk. Bensu Erkişi

  • Tweet
Tagged under: Kavgalar, Kavgaların Ortak Paydası, Kötü Giden Kavgalar, Kötü Giden Kavgaların Ortak Paydası, Ortak Payda

Bundan sonra ne okuyabilirsiniz?

Her Türlü İlişki Bir Sınır Mücadelesidir
İletişim Teşebbüsü
Psikoterapi ile Neler Kazanılabilir?

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Konu Başlıkları

  • Dünyaya Yön Verenler
  • Genel Psikiyatri
    • Çocuk ve Ergen Psikiyatri & Psikoterapi
  • Hastalıklar – DSM-IV Sınıflandırılması
    • Anksiyete Bozuklukları
    • Başka Bir Yerde Sınıflandırılamayan Genel Tıbbi Bir Duruma Bağlı Ruhsal Bozukluklar
    • Başka Yerde Sınıflandırılmamış Dürtü Denetim Bozuklukları
    • Cinsel Bozukluklar ve Cinsel Kimlik Bozuklukları
      • Cinsel İşlev Bozuklukları
      • Cinsel Kimlik Bozuklukları
      • Parafililer
    • Delirium, Demans, Amnestik ve Diğer Bilişsel Bozukluklar
    • Dissosiyatif Bozukluklar
    • Duygudurum Bozukluğu
    • Genellikle İlk Kez Bebeklik, Çocukluk ya da Ergenlik Döneminde Tanısı Konan Bozukluklar
    • İlişki Sorunları
    • Kişilik Bozuklukları
    • Klinik İlgi Odağı Olabilecek Durumlar
    • Madde Kullanımı İle İlişkili Bozukluklar
    • Şizofreni ve Diğer Psikotik Bozukluklar
    • Somatofrom Bozukluklar
    • Uyku ve Uyku Bozuklukları
    • Uyum Bozuklukları
    • Yapay Bozukluklar
    • Yeme Bozuklukları
  • Makaleler
  • Psikiyatride Önemli Kişiler
  • Psikoterapi
  • Tedaviler
    • Biyolojik Tedaviler
      • EKT
      • İlaçlar
    • Psikoterapiler

En çok okunanlar

© 2025 D Psikiyatri Tüm hakları saklıdır.
Tasarım Uygulama SyberiumTechs

YUKARI