Birincil insomnia; ana yakınma, uykuyu başlatma, uykuyu sürdürme ya da dinlendirici olmayan uyku yakınması ve en az 1 ay sürmesi ile tanı konur. “Birincil” terimi insomnianın bilinen herhangi bir durumdan bağımsız olduğunu belirtir. Birincil insomnia sıklıkla uykuya dalma güçlüğü ve sık uyanmalar ile karakterizedir. Genellikle birincil insomniası olan hastalar yeterli uyku uyuyabilmek ile meşguldürler. Birincil
Kâbus Bozukluğu; Kâbus, bireyin korkuyla uyanmasına yol açan uzun, korkulu rüyadır. Diğer rüyalar gibi kâbuslar her zaman REM uykusunda oluşur. Genellikle gecenin ilerleyen uzun REM dönemlerinde görülür. Erişkin popülâsyonun %50’si ara sıra görülen kâbuslar bildirmektedir. Kâbus bozukluğunda genellikle özgül bir tedavi gerekmemektedir. Uykuda korku Bozukluğu; uykuda korku, gecenin ilk üçte birlik döneminde derin NREM sırasında
Uyku ile İlişkili Bruksizm; Bruksizm başlıca evre 2 uykusunda görülen dişlerde öğütme hareketinin olmasıdır. Dişçilere göre popülâsyonun %5–10’ u dişlerde belirlenebilir hasara yol açabilen ciddi bruksizmden yakınmaktadır. Uykudayken, sabah bir çene ağrısı yoksa genellikle fark edilmez; diğer yandan yatak partneri veya oda arkadaşları sesle uyanabilmektedir. Tedavi ağırlık ve düzeltici ortodontik yaklaşımları içermektedir. REM Uykusu Davranış
Anoreksiya nervoza vücut yapısında ağır bir bozuklukla karakterize, zayıf olma adına sıklıkla ölesiye açlık sınırına getiren bir durumdur. Kadınlarda, erkeklere nazaran daha sık görülür ve başlangıcı genellikle ergenliktedir. Bozukluğun bulunduğu genç kadınlarda altta yatan psikolojik rahatsızlık kuramları arasında genç kızlıktan kadınlığa geçişi çevreleyen çatışmalar bulunur. DSM-IV’ te anoreksiya nevroza için tanı ölçütleri beden ağırlığının beklenen
Anoreksiya nervoza’dan daha sık görülen BN, denetimi yitirmiş olma duygusunun eşlik ettiği yineleyen büyük miktarlarda yeme ataklarından oluşur. Toplumsal müdahale ya da karın ağrısı veya bulantı tıkanırcasına yemeyi sonlandırır ve sıklıkla bunu suçluluk, depresyon ve kendinden iğrenme duyguları izler. Anoreksiya nervoza hastalarının aksine BN hastaları normal beden ağırlıklarını koruyabilirler. BN prevalansı anoreksiya nervoza’dan yüksektir. Genç
Katı bir şekilde normal cinselliği tanımlamak zordur ve klinik olarak pratik değildir. Anormal cinselliği tanımlamak daha kolaydır bunlar; kendine veya başkalarına zarar veren cinsel davranışlar, partnere yöneltilemeyenler, birincil cinsel organların uyarılmasının olmaması, suç ve anksiyete ile uygunsuz ilişki olması veya kompulsif olmasıdır. “Psikoseksüel” terimi kişinin cinselliğinden etkilenen kişilik gelişimi ve işlevini belirtmek için kullanılmıştır. Freud’
1973’te homoseksüalite Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından tanı kategorisinden çıkarılmıştır ve DSM-IV’ ten de çıkarılmıştır. Homofobi, homoseksüaliteye ve homoseksüellere karşı olma tutumu veya korkusudur. Homoseksüalitenin sıklığı %1–10 arasında değişmektedir. Psikodinamik kurama göre erkeklerde homoseksüel davranışa neden olabilecek erken hayat koşulları; güçlü bir anne saplantısı, etkin babalıktan yoksun olma, erkeklik gelişiminin ebeveyn tarafından inhibisyonu, gelişmenin narsistik kademesinde
Göreceli olarak mutlu evli çiftlerde yapılan bir çalışmada kadınların %33’ü cinsel heyecanı sürdürmede güçlük tariflemiştir. Birçok psikolojik etken (örneğin bunaltı, suçluluk ve korku) kadında cinsel uyarılma bozukluğu ile ilişkilidir. William Masters ve Virginia Johnson mens başlamadan önce kadınların cinsel ilişkiye özellikle istekli olduklarını bulmuştur. Bununla birlikte bazı kadınlar, en büyük seksüel heyecanı mensten hemen sonra
Erkekte erektil bozukluğa erektil disfonksiyon ve empotans da denir. Tüm erkeklerin %10-20’sin de edinsel erektil bozukluk bildirilmiştir. Empotansın sıklığı yaşla artar. Erkek erektil bozukluğu nedenleri organik ya da psikolojik veya ikisinin kombinasyonu olabilir, fakat sıklıkla psikolojiktir. Eğer bir erkek, ilişkiye girmeyi düşünmediği zamanlarda sabah ereksiyonları veya mastürbasyon yaptığında veya her zamanki partnerin dışında biriyle beraber
Ketlenmiş kadın orgazmı ve anorgazmi olarak da adlandırılan kadında orgazm bozukluğu, kadında orgazmın sürekli veya yineleyici olarak ketlenmesi şeklinde tanımlanır. Bu kadının koitus veya mastürbasyonla orgazm olmamasıdır. Birçok kadın koitus esnasında manüel klitoral uyarı ve penil vajinal uyarı kombinasyonu ile orgazma ulaşır. Orgazm sıklığı yaşla artar. Yaşam boyu kadın orgazmik bozukluğu evli olmayanlarda evli kadınlara