İnsan ilişkilerinin en temel dinamiklerinden biri çatışmadır. Çatışma yaşamın kaçınılmaz bir parçasıdır. Çünkü farklılıklarımız, ihtiyaçlarımız, beklentilerimiz ve değerlerimiz birbirine temas ettiğinde, çoğu zaman uyumlu bir şekilde birleşmek yerine sürtüşme yaratır. Peki biz aslında ne hakkında kavga ediyoruz? Bu sorunun cevabı yüzeyde görünen konuların ötesinde, çok daha derin psikolojik ve toplumsal katmanlara uzanır. Çoğu zaman kavga
İnsan ilişkilerinde çatışma kaçınılmaz bir gerçekliktir. Her yakınlık aynı zamanda anlaşmazlık potansiyeli taşır. Kavga yalnızca bir patlama anı değil bir sürecin, bir duygusal döngünün ve çoğu zaman bir ilişki haritasının parçasıdır. Kavganın yalnızca sonucu değil, süreci de ilişki dinamiklerini belirler. Her aşama bireyin iç dünyasını ve ilişki becerilerini yansıtır. Bu nedenle kavganın anatomisini anlamak hem
Kavga etmek, insanlık tarihinin en eski davranış biçimlerinden biridir. Sözlü tartışmalar, fiziksel çatışmalar, duygusal çekişmeler… Hepsi aynı temel sorunun etrafında döner: “Benimle aynı fikirde olmayan biriyle nasıl başa çıkarım?” Bu sorunun cevabı, sadece bireysel psikolojimizde değil; aile yapılarımızda, toplumsal kodlarımızda, kültürel mirasımızda ve hatta biyolojik donanımımızda gizlidir. Peki gerçekten, niçin kavga ederiz? Kavga çoğu zaman
