Psikoterapinin işlevselliği, bireyin terapi sürecinde deneyimlediği değişimlere ve hedeflerine bağlıdır. Terapinin etkinliğini değerlendirirken dikkat edilmesi gereken birkaç temel gösterge vardır. İşte bu göstergeler ve psikoterapinin başarısını nasıl anlayabileceğinize dair ipuçları : Hedeflere ulaşma durumu: Terapiye başlarken belirlenen hedeflere ne ölçüde yaklaştığınızı gözlemleyin. Örneğin : Daha az kaygılı hissediyor musunuz? İlişkilerinizde daha sağlıklı sınırlar koyabiliyor musunuz?
Çünkü ders başarısının tek değişkeni dikkat değildir. Dikkat eksikliği yaşamayan her çocuğun dersleri iyi mi? Tabi ki değil. Peki ders başarısında neler etkili? Öncelikle çocuğun zeka kapasitesi çok çok önemlidir. Daha sonra aldığı eğitimin kalitesi daha sonra bir uzmana başvuru zamanı önemli. İlkokul birinci sınıfta gelen çocuğun ders başarısına tedavinin etkisiyle sekizinci sınıfta gelen çocuğun
Psikoterapi, bireylerin duygusal, zihinsel ve davranışsal sorunlarını anlamalarına, çözmelerine ve daha sağlıklı bir yaşam sürmelerine yardımcı olmayı amaçlayan bir süreçtir. İnsanlar farklı nedenlerle psikoterapiye ihtiyaç duyabilir ve bu nedenler genellikle kişisel, sosyal veya çevresel faktörlere bağlı olarak değişir. İşte terapiye başlama gerekliliğini açıklayan bazı durumlar : Duygusal Zorluklar: Sürekli üzüntü, kaygı, korku, öfke veya suçluluk
Olumsuz duygulardan kaçmak için yemek yeme, kilo alımının ya da diyet yapanlar için kilo verememenin önde gelen sebeplerinden birisidir. Uzmanlar obeziteye giden yolda fiziksel ve genetik faktörlerin dışında, stres yemesinin önemli bir kriter olduğu konusunda hemfikirdir. Stres hayatın değişmez bir parçasıdır. Hepimiz için stresin tanımı ya da kaynağı farklı olabilir. Karşılaştığımız bir durum ya da
Elektrokonvulzif tedavi (EKT), majör depresif bozukluk, manik epizod ve diğer ciddi mental bozuklukların tedavisinde kullanılan güvenilir ve etkin bir tedavi metodudur. Birçok klinisyen araştırmacı EKT’nin bir tedavi olarak oldukça az kullanıldığına inanmaktadır. Bunun en önemli nedeni EKT hakkındaki yanlış kanılar ve önyargılardır, bu da basın tarafından yayılan yanlış bilgilendirme ve tahrik edici yazılar nedeni ile
B-bloker veya B-antagonist diye de adlandırılan drogların tıpta sıklıkla hipertansiyon, angina ve bazı kardiyak aritmilerde kullanılırlar. Ayrıca glokom, migren ve hipertiroidizmde de kullanılırlar. En iyi kullanım, sosyal fobi, lityuma bağlı postüral tremor ve nöroleptiklere bağlı akut akatizide saptanmıştır. Propranolol, sosyal fobinin özellikle performans tipinde (örneğin müzikal performans öncesi başarısızlık anksiyetesi) tedavisinde iyi bir şekilde çalışılmış
Psikiyatristin klinik uygulamasında, antikolinerjik droglar ve amantadin antihistaminikler gibi başlıca nöroleptiklere bağlı parkinsonizmin akut distoni ve tedaviye bağlı postural tremor gibi hareket bozukluklarında kullanılırlar. Bu droglar belki bir yere kadar nöroleptiklere bağlı akut akatiz tedavisinde de kullanılabilir. Antikolinerjik drogların yan etkileri, muskarinik asetilkolin reseptörlerinin blokajına bağlı olarak çıkar. Dar açılı glokomlu, üriner retansiyonlu, prostat hipertrofisi
Tip I (H1) reseptörlerinin bloke eden bir grup drog, klinik psikiyatride, nöroleptiklere bağlı parkinsonizm, akut distonide hipnotik ve anksiyolitik olarak kullanılmaktadır. Siproheptadin, kadın ve erkekte, fluoksetin gibi serotonerjik ajanlarda oluşan orgazm inhibisyonunun tedavisinde kullanılmaktadır. Antihistaminikler, sedasyon, baş dönmesi ve hipotansiyonla sıklıkla ilişkilidir. Hastaların ufak bir kısmında paradoksal olarak eksitasyon ve ajitasyon gibi yan etkileri gözlenebilir.
Barbitüratlar Barbitüratlar ilk olarak 1903 yılında klinik psikiyatride kullanıma sunuldu ve 1960’lı yılların başlarında klordiazepoksit (librium) ve diğer benzodiazepinlerin kullanıma sunulmasına kadar sedatif hipnotik ilaçlar içinde ilk tercih olarak kullanıldı. Barbitüratların paradoksal disfori, hiperaktivite ve bilişsel disorganizasyon gibi bazı yan etkileri benzodiazepinlere benzer. Barbitürat kullanımına bağlı seyrek görülen yan etkiler; Stevens Johnson sendromu (exfoliyatif dermatit),
Kloral hidrat (Noctec) ve diğer dört grup ilaç-karbamatlar piperidinonlar, sıklık eterler ve tersiyer karbinoller sedatif hipnotik olarak halen kullanıma hazır bulunan ilaçlardır. Bu ilaçlar, barbitüratlara nazaran çok daha nadir kullanılır, çünkü yüksek oranda kötüye kullanım potansiyeli ve birikici toksik etkileri vardır. Benzodiazepinler Benzodiazepinler anksiyete ajanları, anksiyolitikler ve minör trankilizanlar olarak da gösterilirler. Sedatif hipnotikler gibi