Kleptomanin esas özelliği kişisel kullanım ya da eşyanı değerine ihtiyaç duyulmaksızın tekrarlayıcı biçimde gelen çalma dürtüsüne karşı koymaktaki yetersizliktir. Çalınan nesneler sıklıkla birine verilir, gizlice geri konulur ya da alıkonulur ve gizlenir.
Kleptomanisi olan kişilerin genellikle dürtüsel olarak çaldıkları şeyi satın alacak paraları vardır. Çalma planlı değildir ve başkalarından bağımsızdır. Her ne kadar hemen yakalanma ihtimali hırsızlığı engelleyebilirse de, kleptomanikler her zaman yakalanma ihtimalini dikkate almazlar, hatta tekrarlayan tutuklamaların acısını ve rezaletini yaşamış bile olsalar bundan geri durmayabilirler. Kleptomanik kişiler, hırsızlıktan sonra suçluluk ve anksiyete hissedebilirler, fakat öfke ya da intikam hisleri yoktur.
Kleptomaninin prevalansı bilinmiyor. Tahminen dükkân hırsızlığı nedeniyle tutuklananların %3,8–24’ ü kleptomanikdir.
Cinsiyet oranı bilinmemekle beraber, kadınlarda erkeklere göre daha sık ortaya çıkar.
Kleptomani sıklıkla duygudurum bozuklukları, obsesif-kompulsif bozukluk ve yeme bozukluğu gibi rahatsızlıklarla bir arada bulunur. Sıklıkla bulimia nervosanın bir parçası olarak ortaya çıkar.
Kleptomanik hasta, çalma dışında tipik olarak bir antisosyal davranış göstermez. Hastalık alevlenme ve azalmalarla gider ama kronikleşme eğilimindedir.
Tedavi edildiği taktirde prognoz iyidir, fakat çok az hasta kendiliğinden gelir.