Şizoid kişilik bozukluğu tanısı yaşam boyunca sosyal çekingenlik gösteren hastalara konur. Bunlar insan ilişkilerinde yetersiz, içe dönük, donuk, kısıtlı afektleri ile dikkat çekerler. Şizoid kişilik bozukluğu olan kişiler başkalarından daha tuhaf, izole veya yalnız görünürler.
Bozukluk genel popülasyonun %7,5 ni etkileyebilir. Bozukluğun cinsiyet oranı bilinmemektedir, ancak bazı çalışmalarda kadın-erkek oranı 2/1 olarak bulunmuştur. Bozukluğu olan kişiler başkalarıyla temasta bulunmayacakları, yalnız sürdürülen işlerde çalışmaya yatkındırlar. Pek çoğu gece işlerini tercih eder, böylece birçok insanla anlaşmak durumunda kalmayacaklardır.
Hastaların konuşması amaca yöneliktir, ancak sorulara kısa yanıtlar verirler ve spontan konuşmaktan kaçınırlar. Cansız objeler veya metafizik yapılara hayranlık duyarlar.
Şizoid kişilik bozukluğu olan kişiler soğuk ve kısıtlı bir izlenim veririler ve uzaklara saklanmış ve her gün ki olaylara ve başkalarının ilgisinden uzak görünürler. Sessiz, uzak, yalnız kalmaya eğilimli ve sosyal olmayan yapıdadırlar. Popüler modadaki değişiklikleri en son yakalarlar.
Erkekler güven duyamayacaklarından evlenmeye bilirler, kadınlar evlenmek isteyen agresif erkeklerle pasif olmayı kabullendiklerinden evlenebilirler. Genellikle şizoid kişilik bozukluğu olan kişiler direkt olarak kızgınlık göstermedeki yetersizliği yaşamları boyunca gösterirler.
Şizofreni ve şizotipal kişilik bozukluğuna karşıt olarak şizoid kişilik bozukluğu olan hastaların şizofrenik akrabaları yoktur ve izole olsalar bile iş hayatında başarılı olabilirler.
Şizoid kişilik bozukluğunun başlangıcı erken çocukluk dönemidir. Tüm kişilik bozuklukları gibi, şizoid kişilik bozukluğu uzun sürelidir, ancak yaşam boyu olması şart değildir.