Obsesif-kompulsif kişilik bozukluğu duygusal katılık, düzenlilik, ısrarcılık, inatçılık ve kararsızlıkla karakterizedir. Bozukluğun asıl özelliği mükemmeliyetçilik ve esneksizliğin ısrarcı örneğidir. ICD-10’da bu bozukluk anankastik kişilik bozukluğu olarak adlandırılmıştır.
Erkeklerde kadınlardan daha fazla görülür, büyük çocuklarda daha çok tanı konur. Hastaların geçmişlerinde katı disiplinle büyütülme sıklıkla bulunur.
Savunma mekanizması olarak rasyonalizasyon (akla uygunlaştırma), izolasyon (yalıtma), entellektüalizasyon (düşünselleştirme), reaksiyon-formasyon (karşıt tepki kurma) ve undoing (yapıp-bozma) kullanırlar.
Obsesif-kompulsif kişilik bozukluğu olan kişilerin kurallarla, düzenlilikle, temizlikle, ayrıntılar ve mükemmeli başarmakta aşırı uğraşları vardır. Bu özellikler tüm kişiliğin genel yapılanmasını açıklayabilir. Bu gibi kişiler resmidir ve mizah duyarlılıkları olmayan kişilerdir. Esneklikleri yoktur ve tolerasyon göstermezler. Uzun süre çalışma kapasiteleri vardır, alışılmış olarak sürdürürler ve uyamayacakları değişiklikleri istemezler.
İnsanlara soğukturlar, uzlaşmayı beceremezler ve isteklerini gerçekleştirmek için başkalarını zorlarlar. Her nasılsa, kendilerinden daha güçlü olarak gördükleri kişilere büyük bir hevesle kibarlık gösterirler ve otorite karşısında isteklerini gerçekleştiriler. Hata yapmaktan korktukları için karar vermekte kararsız ve tekrarcıdırlar. Buna rağmen stabil evlilikleri ve mesleki yeterlilikleri belirgindir, az arkadaşları vardır.
Obsesif-kompulsif kişilik bozukluğunun gidişi değişkendir ve önceden kestirilemez. Diğer kişilik bozukluklarına benzemeyen obsesif-kompulsif kişilik bozukluğu olan hastalar hastalıklarının farkındadırlar ve kendilerini tedavi arayışına girerler. Serbest çağrışım ve yol gösterici (direktif) olmayan terapi aşırı eğitilen ve sosyalleşen obsesif-kompulsif kişilik bozukluğu olan hastada çok fazla değerlidir.