Normal anksiyete; Anksiyete hissi gerçekte tüm insanlarda yaygın olarak yaşanır. Bu his, sıklıkla baş ağrısı, terleme, çarpıntı, göğüste sıkışma hissi ve hafif mide rahatsızlığı gibi otonomik semptomların eşlik ettiği yaygın, hoş olmayan, belirsiz bir endişe hissidir.
Korku; bilinen, dışarıdan gelen, kesin ya da çatışma dışı orijinli tehdide bir yanıttır; anksiyete bilinmeyen, içsel, belirsiz veya çatışma orijinli bir tehdide yanıttır.
Anksiyete ile ilişkili bulunan üç ana nörotransmitler, norepirefrin, serotonin ve (gama)-aminobutirik asit (GABA)’ tir.
DSM-IV şu anksiyete bozukluklarını bildirir; Agorafobili panik bozukluğu, agorafobisiz panik bozukluğu, panik bozukluğu öyküsü olmayan agorafobi, özgül fobi, sosyal fobi, obsesif-kompulsif bozukluk, postramatik stres bozukluğu, akut stres bozukluğu, yaygın anksiyete bozukluğu, genel tıbbi duruma bağlı anksiyete bozukluğu, maddeye bağlı anksiyete bozukluğu ve karışık anksiyete-depresif bozukluğu kapsayan başka türlü adlandırılamayan anksiyete bozukluğu.
Genel Tıbbi Duruma Bağlı Anksiyete Bozukluğu; Hipertiroidizm, hipotiroidizm, hipoparatiroidizm ve vitamin B12 eksikliği sıklıkla anksiyete semptomları ile beraberdir. Hipoglisemi de anksiyete bozukluğu belirtilerini taklit edebilir.
Madde kullanımının yol açtığı anksiyete bozukluğu; Anksiyete bozuklukları belirtilerinin oluşumu ile en çok sempatomimetikler (örneğin, amfetamin, kokain ve kafein) ilişkiliyse de bir çok serotonerjik ilaç (örneğin, LSD ve MDMA) da kullanıcılarında hem akut hem de kronik anksiyete sendromlarına neden olabilir. DSM-IV belirtilerinin madde kullanırken ya da madde kullanımının bırakılmasından sonraki bir ay içinde ortaya çıkması gerektiğini belirtir.