Enkoprezis Enkoprezis DSM-IV-TR Tanı Ölçütleri İstemsiz ya da amaçlı olarak, yineleyen bir biçimde dışkının uygunsuz yerlere (örn. giysilerin ya da döşemenin üstüne) yapılması. En az 3 ay süreyle ayda en az bir kez böyle bir olayın olması. Takvim yaşının en az 4 olması (ya da eşdeğer bir gelişim düzeyi). Bu davranış sadece bir maddenin (örn.
Ayrılma Anksiyetesi Bozukluğu Ayrılma Anksiyetesi Bozukluğu DSM-IV-TR Tanı Ölçütleri Aşağıdakilerden üçünün (ya da daha fazlasının) olması ile belirli, kişinin evden ya da bağlandığı insanlardan ayrılmasıyla ilgili, gelişimsel olarak uygunsuz ve aşırı anksiyetesinin olması: evden ya da bağlandığı başlıca kişilerden ayrıldığında ya da böyle bir ayrılık beklendiğinde yineleyici bir biçimde aşırı sıkıntı duyma bağlandığı başlıca kişileri
Mental retardasyon, 18 yaşından önce başlayan ortalamanın altında entellektüel işlevsellik ve uyum becerilerinde yetersizlikle belirli heterojen bir bozukluktur. Bu yetersizlikler genetik, çevresel ve psikososyal etkenlerden etkilenirler. DSM-IV entellektüel zayıflığın derecesine göre mental retardasyonu 4 tip olarak tanımlar; hafif mental retardasyon (IQ düzeyi 50–55 ile yaklaşık 70 arasında), orta derecede mental retardasyon (IQ düzeyi 35–40 ile
22 Nisan 1724’de Immanuel Kant Königsberg’de dünyaya geldi. “Emanuel” ya da “Immanuel”’in anlamı “Tanrı onun yanındadır”. Kant bu adın kendisine yakıştığını düşünüyor ve adıyla gurur duyuyordu. Emanuel Kant’ların dördüncü çocuğuydu ama doğduğunda hayatta olan tek kardeşi beş yaşındaki ablasıydı. Kant’tan sonra doğan beş çocuktan sadece üçü (iki kız ve bir erkek kardeş) bebeklik dönemini canlı
Kutlu kişinin babası Kral Suddhodana idi. Annesi kraliçe Maya’ydı. Kral’ın başkenti Kapilavatthu idi. Eski çağlardan beri Budizmin kurucusunu Budha olarak adlandırmak Hindistan’da adet olmuştur. Budha ‘ aydınlanmış olan, hakikatı kavramış olan kişi’ demektir. Budizmin tarihi kurucusu Gotama Budha olarak adlandırılır. Budha’nın soyadı Gotama’ydı. Genellikle Budha’nın adının “amacına ulaşmış kimse” ya da “ahlaklılığı başarmış olan” anlamına
Cinsellikte, kadın – erkek ayrımına girmek cinselliği belirli kalıplara sokmaktan ve düşüncelerimizi karıştırmaktan baska bir işe yaramaz. Çünkü cinsel yaşantımızı ve dünyamızı şekillendiren birçok faktör vardır. Her bireyin farklı yasantıları, deneyimleri, aile yapısı, kişilik özellikleri mevcuttur. Kişinin içinde bulunduğu psikolojik bir durumu ya da partneriyle olan ilişkisi de cinsel yasantısını olumlu ya da olumsuz etkileyebilmektedir.
Birbirinden farklı birçok özelliği bulunan arıların, kuralları uygulama ve düzeni sağlamadaki titizliklerini fark etmemek mümkün değildir. Kovanın içine dikkatlice bakıldığında tüm işçi arıların, kendilerine göre daha büyükçe olan bir arıya özel bir özen gösterdikleri hemen fark edilir. Beslenmesi, temizliği, güvenliği gibi tüm ihtiyaçları diğer arılar tarafından karşılanan bu lider arı, koloninin devamlılığını sağlayacak olan “kraliçe
Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu ( DKB), genel olarak toplum ve terapistlerin çoğu tarafından ya çok az anlaşılmış ya da yanlızca bir fantezi olarak görülmüştür. Psikiyatrik popülasyonda yaygınlığı tartışılsa da çoğu terapist bir DKB vakasıyla karşılaşmamaktadır. Ülkemizde DKB görülme sıklığı , psikiyatri servisinde ortalama %5.4 , psikiyatri polikliniğinde % 4.0 olarak bildirilmektedir. Popülâsyonun %75-90’ı kadındır. DKB’nin temel
“Allah’ım bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için sabır, değiştirebileceğim şeyler için cesaret, ikisi arasındaki farkı görmem için akıl ver” Merkezi sinir sistemini etkileyen kimyasallar psikoaktif madde olarak tanımlanırlar. Bunlar düşünce, duygu ve davranışları değiştirirler. Psikoaktif maddeler Maya, Aztek ve Mısır gibi ilk medeniyetlerden beri kullanmaktadır. Bu dönemlerde; çeşitli dini törenler bu “keyif verici” maddeler eşliğinde
Yeniden bir baharın yaklaşıyor olması gerek, bana aşkı düşündürten. İlkbaharın ışığı, tazeliği, cıvıl cıvıl neşesi, güzelliği, mis kokusu ile özdeşleştirdiğimiz aşkı. Derin bir mutluluk ve heyecanın sardığı o duyguyu. “…Yeniden doğmuş gibiyim!…” diye haykırır aşık Ne kadar da çok anlam barındırır, bu benzetme içinde. Aşık, uzun bir uykudan sonra, adeta bir yeni doğan gibi, hayata