D Psikiyatri Psikoterapi

  • Anasayfa
  • Hakkımızda
    • Ekibimiz
    • Foto Albümü
    • Hazırlayanlar
  • Psikiyatri
    • Hastalıklar
    • Tedaviler
    • Psikiyatride Önemli Kişiler
    • Genel Psikiyatri
    • Kaynakça
  • Psikoterapi
  • Makaleler
  • Dünyaya Yön Verenler
  • Blog
  • İletişim
Randevu
  • Anasayfa
  • Tedaviler
  • Biyolojik Tedaviler
  • İlaçlar
  • Benzodiazepin Reseptör Agonist ve Antagonistleri
23 Temmuz 2023 Pazar / Kategori İlaçlar

Benzodiazepin Reseptör Agonist ve Antagonistleri

Kloral hidrat (Noctec) ve diğer dört grup ilaç-karbamatlar piperidinonlar, sıklık eterler ve tersiyer karbinoller sedatif hipnotik olarak halen kullanıma hazır bulunan ilaçlardır. Bu ilaçlar, barbitüratlara nazaran çok daha nadir kullanılır, çünkü yüksek oranda kötüye kullanım potansiyeli ve birikici toksik etkileri vardır.

Benzodiazepinler

Benzodiazepinler anksiyete ajanları, anksiyolitikler ve minör trankilizanlar olarak da gösterilirler.

Sedatif hipnotikler gibi kullanımlarına ek olarak bazı benzodiazepinler panik bozukluğu, fobiler, bipolar I bozuklukla ilişkili ajitasyonu içeren diğer psikiyatrik endikasyonlarda faydalıdır. Ayrıca, benzodiazepinler anestezik, antikonvülsan ve kas gevşetici gibi kullanılırlar.

Benzodiazepinlerin en sık görülen yan etkisi, tüm hastaların yaklaşık 10’un da görülen uyku halidir. Bu yan etki yüzünden ilaç alıyorken hastaların araba sürme ya da tehlikeli makineler kullanma hallerinde dikkatli olmaları önerilir. Bazı hastalarda baş dönmesi (%1’den az) ve ataksi (%2’den az) görülür. Bu semptomlar özellikle yaşlı hastalarda düşmeler ve kalça kırıklarına sebep olabilir.

Benzodiazepin intoksikasyon semptomları; konfüzyon, konuşmanın peltekleşmesi, ataksi, uyku hali, dispne ve hiperreflexiyi içerir.

Bazı veriler benzodiazepinlerin teratolojenik olduğunu gösterir, bundan dolayı trimestirde kullanımları hamilelikte önerilmez. Bu ilaçlar anne sütünde yeni doğanı etkileyecek yeterli miktarda sekrete edilir. Benzodiazepinler emzirilen bebeklerde dispne, bradikardi ve uyku haline sebep olabilirler.

Benzodiazepinler kısa süreli periyodlarda (1–2 hafta) ılımlı dozlarda kullanıldığında genellikle belirgin olmayan tolerans, bağımlılık, yoksunluk etkilerine sebep olurlar.

Anksiyete ilaçlarının pek çoğu arasında çapraz tolerans vardır. Benzodiazepinlerin birdenbire kesilmesi özellikle kısa yarı ömürlerde, ciddi kesilme semptomlarıyla ilişkilidir. Tek başına benzodiazepinlerle yüksek dozların önceden tahmin edilebilir, makul sonuçları vardır. Yüksek doz alımda, benzodiazepinlere ek olarak ilaçlar içeriyorsa beraberinde solunum depresyonu, koma, nöbet ve ölüm muhtemeldir.

Benzodiazepinlerin birden kesildiği zaman benzodiazepin çekilme sendromu ortaya çıkmaktadır. İlaç yavaşça azaltılsa bile uzun dönem kullanan hastaların %90’ı kesilmeye bağlı bazı semptomlara maruz kalmaktadırlar. Benzodiazepin çekilme sendromu; anksiyete, sinirlilik, diaforez, hareketsiz kalamama, irritabilite, yorgunluk, tremor, uykusuzluk, halsizlik gibi belirtiler içerir.

Zolpidem

Zolpidem yeni bir hipnotik olup benzodiazepinler gibi GABA benzodiazepin kompleksine etki eder, ancak kendisi benzodiazepin değildir. Zolpidem ancak bir hipnotik olarak endike olabilir. Benzodiazepinlerde yaygın olan kas gevşetici etki zolpidem’de azdır.

Şu anda zolpidemin tek indikasyonu bir hipnotik olaraktır. Yan etki olarak kusma ve disforik reaksiyonlar bildirilmiştir. Her ne kadar tolerans ve bağımlılık gösterilmiş veya bildirilmemişsede bu ilacın sınırlı denenmişliğine bağlı olabilir. Zolpidemi alan hastalar tehlikeli makineler kullanırken veya araba sürerken olabilecek tehlikeler konusunda bilgilendirilmelidirler. Zolpidem anne sütüne geçmektedir, bu nedenle emziren annelerde kontrendikedir.

Flumazenil

Flumazenil bir benzodiazepin reseptör antagonistidir. Benzodiazepin agonistlerinin (örneğin; diazepam) psikofizyolojik etkilerini tersine çevirirler.

Flumazenilin kullanımı acil servisler ve diğer acil setler ile sınırlıdır. Flumazenilin en yaygın yan etkileri bulantı, kusma, baş dönmesi, sersemlik, ajitasyon, emosyonel labilite, kütanoz vazodilatasyon, injeksiyon yerinde ağrı, yorgunluk, görmede azalma ve baş ağrısıdır.

Bromokriptin

Bromokriptin (Parlodel) bir takım psikiyatrik durumda bir potansiyel tedavi alanı olarak çalışılmıştır. Bu çalışmalar bromokriptinin karışık depamin agonist özelliklerine ilgi nedeniyle yürütülmüştür ki; ABD’de Parkinson hastalığının tedavisinde kullanılmaktadır. Bromokriptinin terapotik faydalarını destekleyen en güçlü veriler antipsikotiklerin uyardığı, hiperprolaktinemi ve galaktore ile nöroleptik malign sendromu tedavileri ile ilgilidir.

En sık yan etkiler; mide bulantısı, baş ağrısı ve sersemliktir. Daha az görülen gastrointestinal etkiler kusma, abdominal kramplar ve konstipasyondur. Hastaların %1’in de ilacın ilk dozundan 15 ila 60 dak. Sonra senkop epizodları görülür ancak ilerleyen dozlarda tolere edilir ve senkop olmadan doz arttırılır. Bazı hastalar, tedavinin devamını tolere edemeyecek kadar şiddetli semptomatik ortostatik hipotansiyona maruz kalmaktadırlar. Nadir psikiyatrik etkiler halüsinasyon, delüsyon, konfüzyon ve diğer kişilik bozukluklarıdır, ancak bu semptomlar uzun süreli kullanımdan sonra ve yaşlı hastalar da daha yaygındır. Gebe ve emziren hastlarada bromokriptin önerilmemektedir.

Muhtemel bulantıyı azaltmak için bromokriptin genellikle yemeklerle beraber alınır.

Bupropion

Bupropion piyada bulunan kullanıma elverişli ilaçlar içinde tek antidepresandır, ancak geçmişteki nöbetlerle bağlantısı nedeni ile ABD’de kullanımı sınırlandırılmıştır. Bupropion diğer antidepresanlar kadar etkili olduğu gösterilmiştir, ayrıca güvenli ve iyi tolere edilebilir olduğu ispatlanmıştır.

En yaygın etkiler; başağrısı, uykusuzluk, üst solunum yolu şikâyetleri ve bulantıdır. Hareketlilik, ajitasyon ve irritabilitede görülebilir. Hastaların %25’in de kilo kaybı görülebilir. Kafa travması, beyin tümörü ve diğer organik beyin hastalığı öyküsü bulunan hastalarda, nöbet eşiğinin azaltabileceği için bupropion kullanımı kontrendikedir. Yüksek dozlar (günde 450 mg. dan daha çok) öforik hale yol açabileceğinden, bupropion madde bağımlılığı öyküsü olan hastlaarda relatif olarak kontrendikedir. Bupropion anne sütüne geçtiği için, emziren annelerde buprpion kullanımı önerilmez.

Hipertansif krize yol açma olasılığı nedeni ile bupropion monopminooksidaz inhibitörleri (MAOI) ile birlikte kullanılmamalıdır ve bupropion tedavisine başlamak için MAO inhibitörlerin kesilmesinden sonra en az 14 gün geçmelidir.

Buspirone

Buspiron (Buspar) ABD’de piyasada bulunan ilk azapran ilaçtır. Anksiyete bozukluklarının tedavisi için geliştirilmiştir. Buspiron benzodiazepin ve barbitüratlara benzemez ve gamaaminobutirik asit (GABA) nörotransmitler sistemini direkt olarak etkilemez.

Benzodiazepin ve barbitüratlardan farklı olarak buspironun sedatif, hipnotik, kas gevşetici veya antikonvülsan etkisi yoktur. Bu tür ilaçların aksine buspironun bağımlılık potansiyeli düşüktür ve yoksunluk fenomeni veya kognitif bozukluk yapmaz.

Generalize anksiyete bozukluklarının tedavisinde buspironun etkinlik ve güvenilirliği en az 10 plasebo kontrollü çalışma ile gösterilmiştir. Bağımlılık riski yüksek hasta gruplarında bile buspironun kötüye kullanım potansiyeli yoktur.

En sık görülen yan etkiler başağrısı, bulantı, sersemlik ve nadiren uykusuzluktur. Buspiron ile sedasyon olmaz. Buspironun fazla alımına bağlı ölüm bildirilmemiştir ve fetal dozun (LD50) önerilen günlük dozun 160–550 katı olduğu hesaplanmıştır.

Buspiron MAO inhibitörleri ile birlikte kullanılmamalıdır ve MAO inhibitörlerinin kesilmesi ve buspiron tedavisinin başlaması arasında iki haftalık bir dönem geçmelidir.

  • Tweet

Bundan sonra ne okuyabilirsiniz?

Bromokriptin
L-Dopa
Karbamazepin

İlaçlar

  • B-Adrenerjik Reseptör Antagonistleri
  • Antikolinerjikler ve Amantadin
  • Antihistaminikler
  • Barbitüratlar ve Benzer Etkili İlaçlar
  • Benzodiazepin Reseptör Agonist ve Antagonistleri
  • Bromokriptin
  • Bupropion
  • Buspirone
  • Kalsiyum Kanal İnhibitörleri
  • Karbamazepin
  • Klonidin
  • Klozapin
  • Dantrolen
  • Disülfiram
  • L-Dopa
  • Antipsikotikler
  • Fenfluramin
  • Lityum
  • Metadon
  • MAOI
  • Naltrekson
  • SSRI
  • Sempatomimetikler
  • Takrin
  • Tiroid Hormonları
  • Trazadon ve Nefazodon
  • TCA’lar
  • L-Triptofan
  • Valproat
  • Venlafaksin
  • Yohimbin

Konu Başlıkları

  • Dünyaya Yön Verenler
  • Genel Psikiyatri
  • Hastalıklar – DSM-IV Sınıflandırılması
    • Anksiyete Bozuklukları
    • Başka Bir Yerde Sınıflandırılamayan Genel Tıbbi Bir Duruma Bağlı Ruhsal Bozukluklar
    • Başka Yerde Sınıflandırılmamış Dürtü Denetim Bozuklukları
    • Cinsel Bozukluklar ve Cinsel Kimlik Bozuklukları
      • Cinsel İşlev Bozuklukları
      • Cinsel Kimlik Bozuklukları
      • Parafililer
    • Delirium, Demans, Amnestik ve Diğer Bilişsel Bozukluklar
    • Dissosiyatif Bozukluklar
    • Duygudurum Bozukluğu
    • Genellikle İlk Kez Bebeklik, Çocukluk ya da Ergenlik Döneminde Tanısı Konan Bozukluklar
    • İlişki Sorunları
    • Kişilik Bozuklukları
    • Klinik İlgi Odağı Olabilecek Durumlar
    • Madde Kullanımı İle İlişkili Bozukluklar
    • Şizofreni ve Diğer Psikotik Bozukluklar
    • Somatofrom Bozukluklar
    • Uyku ve Uyku Bozuklukları
    • Uyum Bozuklukları
    • Yapay Bozukluklar
    • Yeme Bozuklukları
  • Makaleler
  • Psikiyatride Önemli Kişiler
  • Psikoterapi
  • Tedaviler
    • Biyolojik Tedaviler
      • EKT
      • İlaçlar
    • Psikoterapiler

© 2025 D Psikiyatri Tüm hakları saklıdır.
Tasarım Uygulama SyberiumTechs

YUKARI