Kişinin; bedensel, zihinsel ve duygusal sınırlarını tehdit edici davranışlar taciz olarak nitelendirilmektedir.
Bireysel şiddet biçimi olarak kabul edilen taciz toplumda güç ve yardım kaynakları kısıtlı olan kişiler (kadınlar, çocuklar, yaşlılar, sakatlar, homoseksüeller, travestiler, azınlıklar gibi) içinde yaygınlık göstermektedir.
Tacizin kaynağını; sevgi, sahiplenme, koruyuculuk (“Senin iyiliğini istediğim için bunu yapıyorum”, “Seni seviyorum o yüzden…” gibi) aksine güç ve kontrol oluşturur. Taciz eden kişinin tek amacı karşısındakini kontrol etmek ve onu tahakküm altına almak dolayısıyla “güçlü” hissetmektir. Kişi, onun için sadece bir “nesne”dir.
Taciz; kişinin benlik değerini, kendine olan saygı ve sevgisini, ve kendini algılayış biçimini ciddi biçimde tahribata uğratır. Taciz edilen kişi kendini değersiz ve umutsuz hisseder. Korku ve endişe içinde giderek daha fazla içe kapanmaya başlar. Bu duruma eşlik eden utanç ve suçluluk duyguları ise kişinin kendini çevresinden soyutlamasını, yalnızlığını ve ümitsizliğini tehlikeli boyutlara taşır.
Taciz sistematik bir şekilde gelişir. Tekrarlayıcı ve süreklidir. Müdahale edilmediği takdirde durum kötüleşecektir.
Taciz davranışı 5 farklı grup altında incelenmektedir:
Fiziksel taciz: Kişinin bedeninde acı, ağrı, yaralanma gibi fiziksel zarar oluşturan davranışlardır. Hareketin fiziksel taciz sayılması için kişinin bedeninde morluk, kanama, kırılma gibi iyileşmesi zaman alacak, gözle görülebilir veya kişi tarafından hissedilebilir hasar oluşturması gerekli değildir.
Yumruk atmak, tokat atmak, itmek, nesne fırlatmak, tekmelemek, düşürmek, kesmek, diz ile vurmak, boğmak, uyutmamak, soğuğa maruz bırakmak, yakmak, tehlikeli hayvanları üstüne salmak, ihtiyaç duyulan ilacı vermemek, yemek vermemek, uyuşturucu madde veya alkol alımını zorlamak, tehlikeli araba kullanmak; silah, bıçak, sopa vb. araç kullanmak vb. davranışlar fiziksel taciz olarak kabul edilmektedir.
Cinsel taciz: Kişinin isteği dışında, psikolojik veya fiziksel baskı ile çeşitli cinsel davranışlara maruz bırakılmasıdır. Cinsel taciz sadece fiziksel temas veya cinsel ilişkiden ibaret değildir. Cinsel içerikli eleştiri, istem dışı cinsel ilişki, sadistik cinsel davranışlar, cinsel ilişki öncesinde ve sonrasında sevgi göstermemek, cinsel ilişkiyi kişi üzerinde bir “ödül” gibi kullanmak ve kişiyi belli bir şekilde davranmaya zorlamak, istenmeyen cinsel davranışları zorlamak, fiziksel taciz sonrası cinsel ilişkiye zorlamak, kişinin isteği dışında cinsel fotoğrafların çekilmesi ve bunların yayınlanması, kişiyi başkaları ile cinsel ilişkiye girmeye zorlamak, kişi hasta ve yorgun iken onu cinsel ilişkiye zorlamak, teşhirci davranışlarda bulunmak, röntgencilik, sürtünmek vb. davranışlar cinsel taciz olarak kabul edilmektedir.
Sözel taciz: Kişinin “söz, kelime, konuşma” yolu ile değersizleştirilmesidir. Sözel taciz; fiziksel ve cinsel taciz uygulanmadığı durumlarda oluşabilir. “Üzerinde durulmayan” ve “masum” kabul edilen kimi sözler özellikle kişinin “yakınları” tarafından telaffuz edildiği durumlarda gözden kaçırılmaktadır. Bu yüzden söylenenleri geçmeden veya gülmeden iyice duymaya çalışmak önemli olacaktır. Bağırmak, tehdit etmek, hakaret etmek, küfür etmek; kişinin duygu, düşünce, davranış, inanç ve seçimleri ile alay etmek, başkalarının yanında kişiyi aşağılamak veya azarlamak, “isim” takmak; kişiyi onaylamamak, destek vermemek, onunla konuşamamak, yıkıcı şekilde eleştirmek, kişi için önemli konuları konuşmamak ve dinlememek, dalga geçmek ve gülmek, çirkin mesajlar bırakmak, suçlu hissettirmek vb. davranışlar sözel taciz olarak kabul edilmektedir.
Maddi taciz: Kişiyi “para” yoluyla kontrol etme veya suistimal etme davranışıdır. Kişinin işe girmesine engel olmak, ev idaresi için (olmasına rağmen) yeterince para vermemek, kişinin harcadığı “her kuruşu” hesaplamak, kişinin sahip olunan maddi kaynaklar ile ilişkisini kesmek ve bilgilendirmemek, bütün faturaları kişinin ismine yazdırmak, kişinin parasını almak, fatura ödemeleri için ayrılan parayı harcamak gibi davranışlar maddi taciz olarak kabul edilmektedir.
Duygusal taciz: . Duygusal taciz; fiziksel (tokat, dayak, vb.), cinsel (uygunsuz cinsel sözler ve yaklaşımlar, vücudun istem dışı ellenmesi, teşhircilik, tecavüz, vb.) veya sözel (bağırma, hakaret, vb.), taciz olmadan yaşanabilir. Fakat; sözel, fiziksel, ve cinsel taciz şekilleri kişi üzerindeki yarattıkları olumsuz psikolojik etkiler sebebiyle duygusal taciz oluştururlar. Kişi; bir başkasının sözel, fiziksel, cinsel istismara uğrayışına seyirci veya “kulak misafiri” kalmakla da duygusal tacize uğramaktadır.
Reddetmek (kişinin varlığını ve değerini kabul etmemek, kişinin yararsız ve aşağı olduğunu sözle belirtmek, kişinin duygularını ve düşüncelerini değersiz bulmak), aşağılamak (hakaret etmek, dalga geçmek, isim takmak, taklit ederek dalga geçmek gibi kişinin kimliğini, itibarını ve değerini küçümseyen davranışlarda bulunmak), dehşet uyandırmak (kişide dehşet ve/veya büyük korku uyandırmak, gözdağı vererek kişiyi baskı altında tutmak, kişiyi bedensel ve ruhsal tehlike oluşturabilecek bir yerde tutmak), ayırmak/ tecrit etmek (fiziksel sınırlama/ hapis tutma, kişinin gündelik veya yakınlarıyla ilişkilerini kısıtlamak, kişinin bağımsızlığını sınırlamak. kötüye yöneltmek), istismar etmek (kişiyi yasalara aykırı fikir ve davranışlara teşvik etmek, kişiyi kar amaçlı kullanmak, çocuğun suistimal eden tarafça kendi ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik eğitilmesi), duygusal sorumluluğu kabul etmemek (duyarlı ve etkili biçimde ilgi sağlayamamak, ilgisiz ve duyarsız omak, kişi ile sadece “mecbur” olunduğu zaman iletişime girmek, kişinin ruhsal sağlığını korumaya yönelik ihtiyaçlarını görmezden gelmek) vb. davranışlar duygusal taciz olarak kabul edilmektedir.
Unutulmaması gerekenler!
- Taciz ancak taciz edilen kişi psikolojik ve gerekli durumlarda kanuni yardım aldığı takdirde engellenebilir.
- Taciz eden kişinin değişiminden önce kişi kendi “destek sitemini” oluşturmalı ve kendini “güvence altına” almalıdır. Çünkü kimse, istemedikçe değişmez.
- Taciz; çocukların zeka, hafıza, algılama, dikkat, hayalgücü, sosyal ve ahlaki gelişim gibi psikolojik gelişim alanlarını olumsuz etkilemektedir. Bu durum, düşük zihinsel kapasite ve okul başarısını beraberinde getirmektedir.
- Tacize gerek ihmal gerekse ebeveynlerinin sözel, fiziksel ve/veya cinsel isitismarına şahit olmak suretiyle maruz kalan çocukların; genelde duygularını hissetme, anlama ve ifade etmede zorluk yaşadıkları saptanmıştır. Bu durumun, çocukların kişilerarası ilişkilerinde (arkadaşları, öğretmenleri ile) sorunlar yarattığı görülmektedir.
- Ebeveynlerinin sözel ve fiziksel istismarına şahit olan çocuklar; kişilerarası ilişkilerinde agresif, kavgacı, düşmansı davranışları hiç istismara uğramamış çocuklardan çok daha fazla göstermektedir.
- Annelerinin sözel ve/veya fiziksel istismarına şahit olan çocuklardan; erkekler ileride şiddet içeren davranışları model alabilmekte, kızlar ise bu tür tacizin hakim olduğu kadın-erkek ilişkisini normal olarak kabul edebilmektedir. Bunun sonucunda, ilerleyen jenerasyonlarda devam edebilecek istismar döngüsü oluşabilmektedir.
TACİZ KONUŞULABİLİR VE ENGELLENEBİLİR!
Uzm.Psk. Mine Karagözoğlu